Yoğun iş uğraşının ardından arada bir çay molası verilmesi halinde insan rahatlıyor.
Bazı işyerlerinde çay demlenir, istenildiği an içilebilme şansı vardır. Bazı işyerlerinde ise çay ocaklarından istenir, getirilir.
Bizim bu yörenin insanları çay içmeyi severler. Bir arkadaşını yanına çağırmak isteyen kişi, “Gel de birer bardak çay içelim”diye konuşur.
İşyerindeki yoğunluktan sıkılan bir insan, en yakında çay içebileceği çay ocağı veya kahvehaneye gider.
Çayı zevkine göre ve değişik şekilde içen insanlara rastlarsınız. Şekersiz, tek şekerli, iki veya üç şekerli içenlerin yanında bardağın içerisine 6 şeker atanları da gördüm.
Bazı insanlar ise çay yudumladıktan sonra elindeki şeker topağını dişlerinin arasında ısırmak suretiyle içmeye çalışır. Şeker hastalığı bulunanlar ise çayın içerisine şeker hapı atarlar.
Şekersiz çay içen kişiye rastlayan biri, onun şeker hastası olup olmadığını sorar. Öyle bir rahatsızlığı olmadığını öğrendiğinde de, şekersiz çayı içmenin zor olduğunu anlatmaya çalışır.
Oyla en güzel çay içme, şekersiz içme olarak tadına varanlar bilirler. Şekersiz çay içenler, demini alıp almadığını, bayat olup olmadığını, suyun kaynayıp kaynamadığını anlayabilendir.
Şekerin insan vücuduna zararlarının olduğu da uzmanlarca söylenir. Fazla şekerli yiyeceklerin alınması ve çaya fazla şeker konulmasının vücuttaki bir takım rahatsızlıklara neden olabileceği yine uzmanlarca anlatılır.
Çay ocağına bir arkadaşı ile oturan kişi garsona seslenir; “Çek bir çay, demli osun!” bir başkası oradan seslenir, “Demini boş ver, şekeri bol olsun!” gibi tümceleri duyabilirsiniz.
Bizim bu yörede yerli çayın yanında kaçak çay da demlenir, içilir. Kaçak çaya alışanlar çay ocağı veya bir başka yerde çay ikram edilmek istenmesi halinde, “kaçak mı, yerli mi?”diye sorar.
Osmaniye eski Valisi Celalettin Cerrah, çay bahçesine gelip oturduğunda garsonun, “yerli mi kaçak mı içersiniz?” sözleri üzerine garsona yüksek sesle konuşan Vali Cerrah, kaçak çay içilmemesi için başka resmi kurumlarda bir türlü yasaklama getirdiğini anımsıyorum.
Bu nedenle Osmaniye’deki resmi kurumlarda yerli çay tüketimi artarken, kaçak çay içmek isteyenlerin de gizli gizli içtiklerine tanık oluyoruz.
Geçtiğimiz günlerde bir kafeteryaya giden iki genç sandalyelerine otururlar. Gençlerin ikisi de yakışıklıdır, saçlarını jölelemişler, hattı birinin de kulağının birinde küpe takılıdır. Kafeteryada çalışan genç bir kız yanlarına yaklaşır, gençlerin gözlerinin içine bakarak; “hoş geldiğiniz beyler, ne alırsınız?”diye sorar. Ardından genç kız konuşmasına devam eder; “Çayımız taze yeni demlendi çay alır mıydınız?”diye sorduğunda gençler çay içeceklerini söylerler.
Garson kız iki adım ilerledikten sonra ani bir dönüş yaparak gençlerden birine yaklaşır neredeyse burun buruna gelecek yakınlıktadır. Titrek ve şiirimsi bir ses tonu ile; “Kaçak mı?”diye sorar.
Genç birden ürperir, yüzü kızarır ve sonra kendisine gelip garson kıza; “tabi ki sizin gibi güzel bir kızla neden kaçmayım, yeter ki isteyin kaçak!”diye karşılık verir.
Eee, sözcükleri yerinde ve zamanında kullanabilmek veya söylediğinizi sizin anlatmak istediğiniz gibi değil de, kendi anladığı gibi yorumlayanlar olduğu sürece, böyle olaylar da yaşanabilir.
Bazı işyerlerinde çay demlenir, istenildiği an içilebilme şansı vardır. Bazı işyerlerinde ise çay ocaklarından istenir, getirilir.
Bizim bu yörenin insanları çay içmeyi severler. Bir arkadaşını yanına çağırmak isteyen kişi, “Gel de birer bardak çay içelim”diye konuşur.
İşyerindeki yoğunluktan sıkılan bir insan, en yakında çay içebileceği çay ocağı veya kahvehaneye gider.
Çayı zevkine göre ve değişik şekilde içen insanlara rastlarsınız. Şekersiz, tek şekerli, iki veya üç şekerli içenlerin yanında bardağın içerisine 6 şeker atanları da gördüm.
Bazı insanlar ise çay yudumladıktan sonra elindeki şeker topağını dişlerinin arasında ısırmak suretiyle içmeye çalışır. Şeker hastalığı bulunanlar ise çayın içerisine şeker hapı atarlar.
Şekersiz çay içen kişiye rastlayan biri, onun şeker hastası olup olmadığını sorar. Öyle bir rahatsızlığı olmadığını öğrendiğinde de, şekersiz çayı içmenin zor olduğunu anlatmaya çalışır.
Oyla en güzel çay içme, şekersiz içme olarak tadına varanlar bilirler. Şekersiz çay içenler, demini alıp almadığını, bayat olup olmadığını, suyun kaynayıp kaynamadığını anlayabilendir.
Şekerin insan vücuduna zararlarının olduğu da uzmanlarca söylenir. Fazla şekerli yiyeceklerin alınması ve çaya fazla şeker konulmasının vücuttaki bir takım rahatsızlıklara neden olabileceği yine uzmanlarca anlatılır.
Çay ocağına bir arkadaşı ile oturan kişi garsona seslenir; “Çek bir çay, demli osun!” bir başkası oradan seslenir, “Demini boş ver, şekeri bol olsun!” gibi tümceleri duyabilirsiniz.
Bizim bu yörede yerli çayın yanında kaçak çay da demlenir, içilir. Kaçak çaya alışanlar çay ocağı veya bir başka yerde çay ikram edilmek istenmesi halinde, “kaçak mı, yerli mi?”diye sorar.
Osmaniye eski Valisi Celalettin Cerrah, çay bahçesine gelip oturduğunda garsonun, “yerli mi kaçak mı içersiniz?” sözleri üzerine garsona yüksek sesle konuşan Vali Cerrah, kaçak çay içilmemesi için başka resmi kurumlarda bir türlü yasaklama getirdiğini anımsıyorum.
Bu nedenle Osmaniye’deki resmi kurumlarda yerli çay tüketimi artarken, kaçak çay içmek isteyenlerin de gizli gizli içtiklerine tanık oluyoruz.
Geçtiğimiz günlerde bir kafeteryaya giden iki genç sandalyelerine otururlar. Gençlerin ikisi de yakışıklıdır, saçlarını jölelemişler, hattı birinin de kulağının birinde küpe takılıdır. Kafeteryada çalışan genç bir kız yanlarına yaklaşır, gençlerin gözlerinin içine bakarak; “hoş geldiğiniz beyler, ne alırsınız?”diye sorar. Ardından genç kız konuşmasına devam eder; “Çayımız taze yeni demlendi çay alır mıydınız?”diye sorduğunda gençler çay içeceklerini söylerler.
Garson kız iki adım ilerledikten sonra ani bir dönüş yaparak gençlerden birine yaklaşır neredeyse burun buruna gelecek yakınlıktadır. Titrek ve şiirimsi bir ses tonu ile; “Kaçak mı?”diye sorar.
Genç birden ürperir, yüzü kızarır ve sonra kendisine gelip garson kıza; “tabi ki sizin gibi güzel bir kızla neden kaçmayım, yeter ki isteyin kaçak!”diye karşılık verir.
Eee, sözcükleri yerinde ve zamanında kullanabilmek veya söylediğinizi sizin anlatmak istediğiniz gibi değil de, kendi anladığı gibi yorumlayanlar olduğu sürece, böyle olaylar da yaşanabilir.
