29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3926
EURO35.0917
ALTIN2324.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Çatlak ses, patlak boru…

Herhangi bir toplulukta birden ortaya atılıp konuşan veya sorular soran kişilere bazı anlarda tepki gösterilir.

Yaşanan olaya tepki gösterenlerin sayısı fazla olursa eğer, konuşan kişi için; “çatlak ses!” yakıştırması yapıldığı da görülebilir.

Bir de patlak borular olayı vardır. Bir sokaktan yürüyorsunuz, asfaltın bir kenarından su sızıntısı ile karşılaşabilirsiniz. Mutlaka su borusunda bir patlak oluşması sonucu su sızıntısı asfaltın üzerinden akıp gitmektedir.

Patlayan su borularının tamir edilmesi için mutlaka birilerinin yetkili veya ilgililere haber vermesi gerekiyor. Bu olay da duyarlılık gösterilmesi ile gerçekleşir.

Patlayan borudan akan su sızıntısı asfaltın ortasından veya kenarından yolboyu akıp giderken, bir vatandaş olarak sorunun çözümü için duyarsız kalınırsa, günlerce suyun akışını izlersiniz.
Bir de çok katlı binaların duvarlarından aşağıya boşaltılan suyun yola akması olayı vardır.

Binaların bacalarından aşağıya sarkıtılan borulardan akan akıt suların kaldırım veya yola akması olayı insanlara rahatsızlık verdiği görülür. Duyarsızlık burada da yaşanırsa, günlerce atık sular akıp gittiği yerlerde kirlilik oluşturur.

Böylesi olaylar karşısında bina sahiplerinin vurdumduymazlığına karşı duyarlı bir vatandaşın olayı yetkililere bildirmesi olayına da “çatlak ses” denildiği görülür.

Olumsuzluklara dayanamayan, sağlıksız olaylara tepki gösteren, mükemmellik isteyen kişilerin bazı anlarda konuşup tepki göstermelerine de “çatlak ses” veya aykırı çıkış denildiği görülmektedir.
Bazı kişilerin aykırı çıkışları veya çatlak ses olarak yaptıkları tepkilerin doğru olup olmadığı da tartışılabilir.

Suyu akışına bırakmak, olayları uzaktan izlemek, tepkisiz  kalmak, “gelen ağam, giden paşam” anlayışı içinde yaşamını sürdürmenin sonuçlarına baktığımız “tepkisiz toplum” anlayışı etkin olmaya başlar.

Böylesi olaylar karşısında ise, insanlar konuşmaktan çekinir, tepki göstermekten kaçınır, beklentilerini dile getiremez, sorunların çoğalması ile birlikte psikolojik rahatsızlıklar ve toplamsal kargaşa ile anlaşmazlıklar ortaya çıkar.

Çevremizde olup biten olaylara baktığımızda, duyarsızlık veya beklentilerimizi yerine getirmesi gereken, yani yöneticilerimiz dediğimiz yetkili makamlar karşısında “tepkisiz” olmamız halinde, onların her hareketini doğru kabul etmiş olacağımızdan, günün birinde oluşan sorunların yumağının içinden çıkamayabiliriz.

Seyirci kaldığımızda ortaya çıkan; adaletsizlik, hukuksuzluk, adam kayırma, sosyal ve ekonomik sorunlar günün birinde bir toplumu, hatta ülkeyi içerisine alarak çözülmesi zor olaylar haline gelebilir.

Özgürlüklerin iyi ve sağlıklı kullanılması, karşınızdaki insanların da kendilerine göre özgürce konuşabilmelerine saygı gösterilmesi, “ben doğruyum” anlayışı yerine karşınızdaki insanların da hukuklarına, yaşam biçimlerine, dünya görüşlerine saygılı ve anlayışlı olabildiğimiz ölçüde huzurlu ve mutlu bir toplum olarak yaşayabiliriz. 

Bunların tersinin olması halinde, tepki gösterenlere “çatlak ses veya aykırı kişi”, denildiği gibi, patlayan boruların sularını tamir etmediğimiz zaman da suyun sızıntısının akıp gittiği yol boyu kirlilik uzayıp gider. Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar