23 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.5767
EURO34.9159
ALTIN2439.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Can(lı)lar…

Canlı varlıkların canlı hallerini izlediğimde, bir haller olmaya başladığını görüyorum.

Canlıların en akıllısı olarak bilinen insanlar, canları yoketme uğraşı verirken, akılları olmadığını söylediğimiz hayvanların insanlardan daha kavgasız yaşadığına tanık oluyorum.

Çocukların gördüklerinde korkup kaçtıkları köpekler sokak aralarında, hatta kent merkezindeki caddelerde bile dolaşırken, kimseyi rahat etmeden kendi hallerinde yürüyorlar.

Sokakta dolaşan köpeklerin insanlara bakışındaki durgunluk, sakinlik ve havlamadan yürümeleri dikkatlerden kaçmıyor.

Alışkanlık olduğu için olsa gerek, hala çocuklar bu köpekleri gördüklerinde geri çekiliyor, yollarını değiştirmeye çalışıyorlar. Oysa sokak köpekleri bile insanlara saldırmayı bıraktığı bir süreçte insanların kavgalarını anlamaya çalışıyorum.

Bizim çocukluğumuzda, kediler ile köpekler dalaşır birbirlerini kovalardı.

Bırakın kedi ile köpeği, iki farklı köpek bile karşı karşıya geldiğinde azı dizlerini çıkarır hırlayarak birbirlerine karşı üstünlük sağlamaya çalışır ve boğuşmaya başlarlardı.

Köpeklerin kavgasını gören insanlar, çekinirler yollarını değiştirirler, kendilerine zarar vermemeleri için sakınırlardı.

Günümüzde ise köpekler sadece insanlara değil, diğer canlılara bile zarar vermeyecek kadar sakin, bitkin ve  kavgasız yaşantılarını sürdürüyorlar.

İnsanların hayvanlarına karşı gösterdikleri sevgi ve ilgi de gözlerden kaçmıyor. Birbirleriyle didişip kavga etmekten kaçınmayan insanların hayvanlara karşı gösterdikleri ilgi ve sevgiyi göstermemesi düşündürüyor.

Dünyanın dört bir yanında yaşanan olumsuz olaylar karşısında, duyarsız kalan insanları gezlerimin önüne getiriyorum.

Geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerin birbirlerine karşı savaşacak duruma gelen atışmalarını izliyorum, sonrasında hayvanların suskunluğu, insanların hırçınlığını anımsıyorum!
Bir kavgada ortada kalanlar için “ara dayağı” yiyebileceği sözü kullanıldığını biliyorsunuz.

Türkiye olarak son yıllarda yaşananlara bakıldığında, Ortadoğu bataklığına çekilmek istenişimiz akıllara geliyor.

Irak, İran, Suriye, Filistin, İsrail, son olarak Libya gibi ülkelerde yaşanan olumsuzlukların içerisine Türkiye’nin bir şekilde girdirilmek istenmesi olaylarında, emperyalist ülkelerin oyunlarını farketmek zorundayız.

Libya’ya asker gönderilmesinin ardından Yunanistan’ın Ege denizindeki adaları askerlendirmesi olayının perde arkasında ABD’nin yattığının farkına varmamız gerekiyor.

Bir yandan Suriye sınırımıza dayanan 300 bin dolayındaki sığınmacı, ülkemiz topraklarındaki 3, 5 milyon dolayındaki Suriye vatandaşı sığınmacının yanında başka ülkelerdeki sığınmacılara birlikte barış içerisinde yaşayabilme uğraşı veriyoruz.

Son günlerde Çin’den gelen virüs mikrobunun tehlikeleri de buna ekleniverdi. 

İnsanlarımız belli olumsuzluklar karşısında birlik içerisinde hareket ederken, insanlar arasında bölücülük olayları yapılması  ile ilgili sözlerin de özellikle siyasi kimlikli kişilerce konuşulmasının altında yatanları da iyi irdelemek zorundayız.

Aklını kullanamayan kişiler çoğaldığında, birlikte yaşamakta olan toplumlar kendi aralarındaki anlaşmazlıklar neticesinde sonuçların nereye varacağını düşünmekte geç kalabilirler. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar