Market, AVM veya diğer alış-veriş yerlerinden aldığımız gıdaların son kullanma tarihleri ile ilgili, satıcıların emanetine kalmışız.
Büyük marketlerde ve AVM’lerdeki ürünlerin tezgahtaki fiyatları ile kasadaki fiyatları arasında farklılıklar olduğunu görmekteyiz.
Kasada parayı öderken, vitrindeki fiyatlardan farklı geldiğinde, etiketi değiştirmeyi unuttukları söyleniyor.
Böylesi bir yanıt karşısında müşteri hayal kırıklığı yaşasa da, bazılarının aldıkları ürünlerin bir kısmanı tezgaha geri bırakıyor.
Etiket fiyatları üzerinden satılmayıp, kasaya geldiğinde kasiyerlerle tartışmalar ortaya çıkarken, bazı işyerlerinde ise müşteriye hiç te iyi davranılmadığı olayları yaşanabiliyor.
Bir başka olay ise, ürünlerin son kullanma tarihleri ile ilgili yaşanıyor. Son kullanma tarihleri yaklaşan ürünlerde indirim uygulaması başlatılıyor. Vatandaş ise indirim yapıldığı gerekçesi ile aldığı ürünün son kullanma tarihine bakmayı aklına bile getiremiyor.
Geçtiğimiz günlerde bir vatandaşımız, ülke genelinde pek çok ilde hizmet vermekte olan marketin birinden alış veriş yapar.
Eve geldiğinin ikinci günü aldığı ürünü sabah kahvaltısında yemek istediği sırada, üzerindeki son kullanma tarihine gözü takılır. Aldığı ürünün son kullanma tarihi bir gün sonra bitecektir.
Vatandaşımız bir günden bir şey olmaz diyerek kahvaltıda aldığı ürünü tüketir. Sağlık yönünden bir şey olur mu olmaz mı, bir günlük tarih zararlı duruma getirir mi getirmez mi orası tartışmaya açıktır.
Ancak, Market veya diğer AVM’lerdeki gıda ürünlerinin son kullanma tarihleri konusunda, işletme sahipleri sorumlu olsa gerek. Ürünlerin tarihlerini takip etmek ve vatandaşa sağlıklı ürünler satılması önem taşımaktadır.
Bir diğer konu ise yetkili kurumların bu konuda sık sık denetimler yapması ortaya çıkmaktadır.
Diyelim ki yetkili kurumlardaki görevliler bir markete gittiler, tezgahlara dizilmiş tüm ürünlerin tamamını kontrol edebilmeleri bir günlerini alacaktır. Bu kentte çok sayıda market ve AVM olduğunu düşündüğümüzde, sağlıklı ürün satılabilmesinin önü sadece kontrol görevlileri tarafından önlenebilir mi?
O zaman işin büyük sorumluluğu işletme sahiplerine düşüyor, çalışan personelin tarihi geçmiş ürünleri tezgahlarından indirip imha etmesi önem taşıyor.
Sağlıklı insanlar topluluğundan, sağlıklı yaşayan halk oluştuğunu düşündüğümüzde, sadece insanların değil, tüm canlıların sağlığını düşünmemiz gerekiyor.
Siyasi iktidar insan sağlığını düşünerek, kapalı alanlarda sigara içilmesini yasakladığı gibi, para cezaları da uygulamayı başlattı. Bir insanın kendi aracında bile sigara içmesinin sağlık açısından yasaklandığı bir süreçten geçiyoruz. Doğrudur, katılıyorum.
Ancak, Türkiye’deki termik santrallere filtre takılması ve canlıların sağlığının korunması ile ilgili 2 yıl süre tanınmıştı. Bu süre bittiği halde termik santrallerdeki kirli havayı solumayı sürdürüyoruz. Şimdi de 2 yıl daha süre tanındı.
Vatandaşın içtiği sigaraya ceza yazan siyasi iktidar, binlerce canlının sağlığını etkileyen termik santrallerdeki filtre yokluğu konusunda neden aynı özeni göstermiyor, merak ediyorum! Saygılarımla…
