29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3834
EURO35.1187
ALTIN2326.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Canlı, canlar bıraktığı zaman ölümsüzleşir

Bugünü anlatmak, anlatabilmek için tarihimizde yaşadıklarımızı incelememiz önem taşıyor. 10 Kasım tarihi; yıpranmış, borç batağındaki yönetimin başındakilerin zevk ve sefalarını saraylarda sürdürdükleri, halkını unuttukları bir süreçte; bir grup vatansever arkadaşı ile işgal edilen vatandan emperyalist güçleri kovan, Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yıldönümü olarak bilinir.

Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 83. Yıldönümünde, bıraktığı eserlerin birer birer yeniden para kazanma uğruna emperyalist güçlere satıldığını gördüğümüzde, O’nu bir kez daha özlüyor ve yurtseverliğinden dolayı  saygı ile anıyoruz.

Atatürk için bir takım sözler söyleyen zatların, neyi amaçladıklarını veya nelerin peşinde ya da kimlerin himayelerinde yaymaca yaptıklarını bilemem ama; 57 yaşa, yeni bir Devlet yönetimi ile birlikte özgür bir vatan toprağı bırakan böyle bir lideri eleştirmenin akıllara durgunluk verdiğini düşünüyorum.

Ülkenin işgal edildiği süreçte, trenle giderken bile kitap okuyan bir insan düşünün. Bugünkü yöneticilerimizin evlerinde bırakın kitap okumalarını, televizyonlarda haberleri bile izlediklerini düşünemiyorum.

Şu anda TBMM’de kaç Milletvekili 57 yaş altında ve üzerinde bulunmaktadır. Yeni bir Türkiye oluşturmayı 57 yıla sığdırabilen başka bir dünya lideri varsa eğer, onu alkışlayalım. Böyle bir insan Türkiye için hayatının 57 yılını vatanı ve halkı için adamışsa; o zaman tartışma yapanların hangi el ülkenin ajanı olarak çalıştıklarından kuşku duyarım.

Şair Ahmet Arif’i okuyanlar bilebilir. Hayatta iken tek kitap çıkardı; “Hasretinden prangalar eskittim” kitabı   57 baskı yaparak Türkiye’nin en çok satan şiir kitapları arasında yerini aldı.

Ahmet Arif’in, Hasretinden prangalar eskittim isimli şiirini okurlarımla paylaşmak isterken, buradaki sözlerin iyi yorumlanması dileğimle; hem Ahmet Arif’i, hem de Atatürk’ü iyi anlayabileceğinizi bilgilerinize sunmak istiyorum.

“Seni, anlatabilmek seni./ İyi çocuklara, kahramanlara./Seni anlatabilmek seni,/Namussuza, halden bilmeze,/Kahpe yalana./Ard- arda kaç zemheri,/

Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu./Dışarda gürül- gürül akan bir dünya…

Bir ben uyumadım,/Kaç leylim bahar,/Hasretinden prangalar eskittim./Saçlarına kan gülleri takayım,/Bir o yana/Bir bu yana…/Seni bağırabilsem seni,/Dipsiz kuyulara,/Akan yıldıza,/Bir kibrit çöpüne varana,

Okyanusun en ıssız dalgasına/Düşmüş bir kibrit çöpüne./Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,/Yitirmiş öpücükleri,/Payı yok, apansız inen /akşamlardan,/Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,/Seni anlatabilsem seni…

Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır/Üşüyorum, kapama gözlerini…

Bugün farklı bir anlatım yaparak, sizlere yine farklı olayları paylaşmak istedim. Anadolu insanı, atasına saygısını mezara kadar taşır. Aslında “İnsan olan insan” kendisine sağlıklı yaşam verene, saygı gösterir. Vatan ve halka ihanetin gün olur bir bedeli olabilir, bu bedelin kararını kimin; ne zaman vereceğini bilemeyiz!...

Can Çalışkan’ın “Seni Anlamak”şiirindeki dizelerini bakın nasıl süslemiş; “Biliyorum.!/Şimdi seni anlatmaya kalksam,/

Dünya yörüngesinden oynar,/Gezegenler birbirine kavuşur./Ay dört evresini de unutur ,/Gülüşüne tutulur. Dağlar denize dikmiş,p aralelmiş fark etmez./

Bakışların zirveme oturur./ Her kelamın cümle olmayı beklemeden,/Harf harf yüreğimi doldurur./Küresel ısınma da neymiş,/Gönlünden gönlüme giden yollar kor olur./Biliyorum.!/Şimdi seni anlatmaya kalksam ,/Herkes ne kadar şanslı olduğumu konuşur.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar