Ülke gündeminden düşmeyen covid-19 salgını, salgında ölenler, hastalananlar, alınan önlemler kapsamındaki kısıtlamalar ve bunların neticesinde ekonomik yaşama yansıyan kısımlarını düşündüğümüzde sağlıklı insanların da canlarındaki sıkıntılar çoğalıyor.
İnsanlar ekonomik olarak darboğazdan geçerken, sabır etmesini öğrenmeye çalışırken, değişik olaylarla da canlarını sıkılıyor.
Dün kent merkezinde saat:11.55’te aniden elektrikler kesildi. Açık ve güneşli bir hava vardı, ama bu kesintinin birkaç dakika süreceğini sanıyordu vatandaşımız ile esnafımız. Ancak hiç te öyle olmadı, henüz nedenini kimsenin anlayamadığı bu elektrik kesintisi tam bir saat sürdü ve saat:12.55’te sona erdi.
Bir saatlik elektrik kesintisinde zaten ekonomik anlamda burnundan soluyan esnafımızın canı bir kez de bu nedenle sıkılmaya başladı. Enerji-Sa’nın bu ani kesintileri ile ilgili yetkililerin neler yaptıkları, ilgililere ne gibi uyarılarda bulundukları akla geliyor.
Bir saatlik süre içerisinde ne kadar iş kaybının olduğunu ve bunun ekonomik anlamda esnafa zararını hesap edebiliyor musunuz?
Peki Enerji_sa ne yapıyor? Bir abone bir faturasını ödemediği zaman ikinci fatura ile birlikte kesme yazısı gönderdiği gibi, kesilen elektrik sayacını yeniden bağlamak üzere de 40 Tl gibi bir para isterken, fatura ödenmesi için de 5 günlük süre veriyor.
Pandemi sürecince esnafın borçları ertelenirken, kredi yolları açılırken, elektriklerin borçlarından dolayı kesilmemesi olayı ile ilgili neden bazı uygulamaların yapılmadığı akla geliyor.
Özelleştirmeye karşı gelenlere, iktidardakilerin sesleri sert şekilde yanıt vermek olurken, özelleştirilen işletmelerin istedikleri gibi hareket etmeleri, vatandaşın canının sıkılmasına neden olan olumsuzluklara neden çözüm getiril miyor?
Özelleştirilen işletmelerde muhatap bulamayan vatandaş, başına hangi taşa vuracağını bilemez haldeyken, tepki gösterildiğinde de karşısına yasal engeller çıkıyorsa, yöneticilerin halktan mı, yoksa özelleşme ile yüklenici firmadan yana mı olduğu akla geliyor.
Vatandaşı sadece seçim zamanları ve onların oylarını almak için görmek yerine, onların sosyal, ekonomik,sağlık, eğitim ve kültürel alanlarda da huzurlu yaşamaları sağlamak olmalıdır.
Gündemde aşının ülkemize gelmesi ve 11 Aralık günü de kullanılmaya başlanılması tartışılıyor. Aşıya karşı olanlar olduğunu haıber bültenlerinde duyuyoruz. Aşının öncelikle kimlere vurulacağı tartışılıyor. En önemlisi de Çin’den gelecek aşının Türkiye’de kullanılması olayı tartışılıyor.
Türkiye olarak bir çok konuda “uçuşa geçtiğimiz” söyleniyordu! Dünya ülkeleri arasında ekonomik alanda ilk sıralarda olduğumuz söylenirken, covid-19 aşısının Türkiye’ye getirilecek sayısına baktığımızda yine tartışma oluşuyor!
Aşının Çin’den veya başka ülkesinden gelip gelmemesi mi asıl tartışma konusu, az getirilecek olması mı, bazılarının vurdurmak istememeleri mi, yoksa daha farklı olaylar mı tartışılmak isteniyor, bunu anlamak gerekiyor.
