26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5549
EURO34.9659
ALTIN2437.2
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Buzlar eriyince!..

Kış aylarını gerilerde bıraktık, İlkbahar’ın ilk günlerini yaşarken, topraktaki tüm canlılar da hareketlenmeye başladı.

Kentin üzerinden Amanos dağlarının eteklerine baktığınızda, Keldaz’ın tepesindeki beyaz kar yığınlarının güzelliğini birkaç hafta sonra göremeyeceğiz.

İlkbaharın güneşi ile erimeye başlayan kar yığınlarının sulara Karaçay dere yatağından ovaya doğru inmeye başladı bile.

Karların erimesi, buzların erimesi ile birlikte baharın müjdecisi bitkilerin uyanmakta olduğunu  görmekteyiz. Nisan ayının ortalarına doğru doğanın tüm güzelliği toprakta kendini göstermeye başlayacak. Tam da böylesi günler içerisinde ülkemizde halkın sandık başına giderek yeni Anayasa maddeleri üzerinde tercihlerini belirlenmesi günlerine denk gelecek.

Yüksek dağların eteklerindeki karlar erirken, kar sularının ovaya doğru nazlı nazlı akışını izlerken kış mevsiminin gerilerde kaldığını düşüneceğiz.

Buzlar çözülmeden, karlar erimeden sözlerini duyduğunuzda rahmetli Kemal Sunal’ın başrolü oynadığı “Deli Kaymakam” rolündeki filmi anımsıyorum.

Karlar erimeye, buzlar çözülmeye başladığı günlerde Kasabadan ayrılmaya çalışan Kemal Sunal ve yanındakilerin uzun bir yola doğru kar yığınları üzerindeki gidişini gözlerimin önüne getiriyorum.

Sonrasında ise sevdiği kadının peşinden gelmek istemesi ve buzlar çözülmeden önce uzaklaşılmak istenmesi olaylarını anımsıyorum.

Kasabaya geldiklerinde yaşanan olumsuz olayları çözümleyen, halkın sevgi ve saygısını kazanan, haksızlıklarla mücadele veren ‘Deli Kaymakam” ile beraberindekilerin buzlar erimeye başlaması ile kasabadan ayrılması halkı üzmüştü.

Buzlar çözülürken, kasabayı terk edenlere üzülen halk, kendilerine huzur ve güven getirilmesi, haksızlıkların ortadan kaldırılması nedeniyle gidenlerin ardından buruk bakışlarla uğurluyorlardı.

Yöneticiler gelip geçicidir, bugünlere baktığımızda sandıktan çıkan sonuçların ardından bir yerlerde yönetimin başına geçenler, görevlerinin bitiminin ardından günün birinde geldikleri halkın arasına dönerken, halkın uğurlamasındaki hareketlere bakmak gerekiyor.

Buzlar eriyor, soğuk havalar gerilerde kaldı, İlkbahar geldi ve 16 Nisan’da halk sandık başına gidecek. Yeni Anayasa maddelerinde üzerinde tercihler yapılacak. Sonuç ne olursa olsun, Hükümette değişiklik olmayacak ama, alınan sonuçlar buzları eritecek mi?

Hangi buzları diye merak ediyorsunuz sanırım!? Şu siyasilerimizin birbirlerine karşı söyledikleri sözler, atışmalardaki bazı üsluptaki deyimleri demek istedim.

Karlar eridi, buzlar eridi su olup akarken yüksek dağların tepelerinden ovaya doğru, bizim siyasilerimizin bazıları baharın sıcaklığı ile kükreyerek, hitdetlenip, öfkelenerek konuşmaya başladılar.

Milletvekili seçilebilme ve Meclis’e girebilme adına yapılan hırslı konuşmalarda rakip adayların aleyhlerine yapılan konuşmaları anımsıyorum, ama bugünlere gelindiğinde durum öyle değil ki! Anayasa için Halkoylaması için sandığa gidilecek, ülke yönetimindeki yeni yasal düzenlemeler üzerinde geleceğe yönelik tercihler yapılacak veya yapılmayacak!

Bu olayı siyasi bir krize dönüştürmeye çalışmak, partiler arasında bir yarış olarak görmek, gücü elinde bulunanların güçsüzlere karşı farklı yaklaşımlarda bulunması demokratik bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir mi? Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar