26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5763
EURO34.9884
ALTIN2459.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bundan sonrası…

Ak Parti’de Olağanüstü genel kurul yapılarak Genel başkanlığa tek aday olarak gösterilen Binali Yıldırım getirildi.

Genel kurul öncesindeki iki tahminimden birinin Binali Yıldırım’ın Genel başkan olacağı yönündeki bu sütunlardaki yazımı anımsayın.

Ak parti yeni Genel Başkanı ve Başbakan olarak bundan böyle Binali Yıldırım ile ülke yönetiminde çalışmalara başlayacak.

Parti yönetimindeki değişikliklerle birlikte yeni Hükümet kabinesinde de değişiklikler olacak.

Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin 2. Olağanüstü genel kurul toplantısında “vefa” konuşması yaptı. Pazar günkü genel kuruldaki Davutoğlu’nun bu konuşmasının bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum:

"Daha önce 2 kez sizlerle birlikte olduğum bu salonda zaferle sonuçlanmış bir seçimden kısa bir süre sonra yeni bir kongre için karşınıza çıkmak benim arzu ettiğim bir şey değildi. Bu durumun sizin ve milletimizin mahşeri vicdanında oluşturduğu rahatsızlığın da farkındayım. Ama meselemiz, derdimiz, davamız, bütün şahsi hallerin üzerindedir. 1 Kasım seçimlerinde yüzde 49,5 oy aldıktan sonra olağanüstü kongre kararı alıp, görevi devretme kararımın arkasındaki yegane gerekçe partimizin birlik ve bütünlüğüne verdiğim değer ve AK Parti hareketinin zarar görmesinden duyduğum endişedir"

Konuşulanları ve yazılanları iyi okuduğumuzda farklı yorumlar çıkarabiliriz. Davutoğlu’nun her sözcüğünde farklı anlamlar çıkarabilmek olasıdır. Örneğin; zaferle çıkılan bir seçimin ardından kısa süre sonrasında yeni bir genel kurul yapılmasının kendi arzusu olmadığını söylemesi…

Milletin vicdanında oluşturduğunu söylediği rahatsızlıktan da sözeden Davutoğlu’nun son tümcesi partinin geleceği yönünden çok anlam taşıyordu. Parti hareketinin zarar görmesinden endişe duyduğunu belirten tümcenin altının çizilmesi önemliydi.

Ak parti’deki genel kurulun ardından yönetim listesinde yer almayanlar arasındaki kırgınlıklar, yeni oluşacak Hükümet kabinesinde de görev verilmeyenlerin eklenmesi ile gruplaşma olup olmayacağı yönünden endişeler oluşturmaya başlandı.

Muhalefet partilerinin yeterince Muhalefetlik yapamadığı, hatta karşılarında ‘Muhalefet olmadığı’ yönündeki Cumhurbaşkanı’nın sözlerini anımsayın.

Ne olacak şimdi? Ak parti içerisinde kırgınlar kendi aralarında bir toparlanma yapar da MHP’deki gibi ‘bayrak’ açarlar mı? MHP’deki çalkantılar durulmak bilmiyor. CHP içerisinde de ‘dokunulmazlıkların kaldırılması’ oylamasında ‘evet’ oyu verenleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönlendirdiği yönündeki tepkiler bugünlerde sık konuşulmaya başlandı.

Ülkede terörle mücadele veya teröristlerle mücadele konusundaki yeni projelerin hayata geçirilmesi gerekirken, komşularımızla ve Avrupa Birliği ülkelerle zıtlaşmalar sürerken, böylesi bir süreçte Başbakan değişikliği, yeni kabine değişikliğine gerek var mıydı?

Yeni Hükümet kabinesi kendine göre ekonomik, siyasal ve sosyal amaçlı olarak yeni bir yol haritası çizerek kolları sıvayacak. Ama süreç öylesine hızlı değişiyor ki, sorunların bir an önce çözümlenmesi daha ivedi görülürken, birileri istediği için, binlerce ve milyonlarca insanın da şans oyunu oynar gibi siyaset yapmanın ülkemizin geleceği açısından iyi sonuçlar doğurmayacağını halkımızın başını ellerinin arasına alıp düşünmeleri gerekiyor. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar