Bugünlerde “Kandil gecesi” mesajlarının yayınlandığını duyar veya yazılı basında okursunuz.
Bu Kandil, terör örgütü için kullanılan “Kandil” olmadığını düşündüğümüzde, sözcüklere takılmamak gerektiği de anlaşılmalıdır.
Hükümeti yönettikleri dönemde yakaladıkları terör örgütü üyeleri için yeterli şekilde cezalandırmayanlar, muhalefete düştüklerinde birden aslan kesilip; “Asalım, keselim!” gibi sözler kullanabiliyorlar.
Düğümü nasıl çözebileceğinin hesapları yapılması gerekirken, kördüğüm olabilmesi için seyretmenin sağlıklı sonuç getiremeyeceği bilinmelidir.
Özellikle siyasi kişilerin dün ne konuştuklarını anımsamadan, bugünkü sözlerine dikkat etmeleri kendileri için söylenebilecek olumsuz tepkileri iyi hesaplamalıdır.
Bakan Soylu’nun dünkü sözlerini Televizyon ekranlarında dinlemiş olmalısınız. Karayılan ile ilgili sözlerinde kullandığı tümceler ile bir hafta önce Televizyon ekranında söyledikleri arasında bir bağ kurmaya kalkılırsa eğer, çelişkiler ortaya çıkıyordu.
Acıları yüreğimize saplanan 13 şehit için yaşanan olaylara fazla değinmeyeceğim. Bu konuda yeterince konuşmalar ve yorumlar yapılıyor. Ancak, bu insanların 5-6 yıldır nerede oldukları, kaçırılmaları ve onların kurtarılması için fiziki takiplerle ilgili yıllardır açıklamalardan kamuoyu habersiz gibiydi.
Bir halk deyimi vardır; “Dökme su ile değirmen dönmez” bunun devamında ise “Su bendinden olmayınca!”diye tümce sonlandırılır.
Suyun bendinden gelmesi, topraktan çıktığı yerin adıdır ve pınarın gözü anlamına da gelir.
Böylesi bir süreçte siyasi parti sözcüleri kamuoyuna değişik yöntemlerle mesajlar vermeye çalışıyorlar. Bazı siyasi partilerin isimleri verilerek terörle ilişkilendirilmeye çalışılıyor. Bu sözleri söylerken, elde somut kanıtlar varsa eğer yasalar neyi gerektiriyorsa uygulanır ve kapatılması gerekiyorsa kapatılır. Günlerce, haftalarca aynı sözleri tekrarlamanın ve halkın kafasını karıştırmanın zamanı olmasa gerek.
Yine ülkeyi yönetenlerin kullandıkları sözlerden birisi de terör örgütünün adının söylenilmesi konusunda kendileri gibi düşünmeyenlere söyledikleri sözler olsa gerek.
Terör örgütünün ismini ne kadar çok kullanırsanız, o kadar meşrulaştırmış olduğunuz gibi, yeni kuşakların kafalarına isimlerini yerleştirmiş olursunuz. İsim yapmanın, tanınabilmenin değişik yöntemleri vardır. Olumlu veya olumsuz yönde isimlerini kullandıklarınız kamuoyunun kafasına yerleşir.
Ülkeyi yönetenler, terör örgütlerinin isimlerinin kullanılmamasından rahatsız oluyorlar, ama kendileri isim kullanmakla onların isimlerini meşrulaştırmış olduklarının farkında olsalar daha iyi olacaktır.
Kamuoyunun gözlerinin içine baka baka, milli ve dini duygular üzerinden siyaset yapmak yerine, düğümün nasıl çözümlenebileceğini, birlikteliğin nasıl sağlanabileceğini akılcı yöntemlerle bulmak gerekiyor.
Konuşulan her tümcenin içerisinde; dün söylediklerinizle, bugün söyledikleriniz arasında çelişkiler olmamalıdır. Dün dündür, bugün de bugündür diyorsanız sözüm yok.
Dünlerden ders çıkarmadan bugünleri yaşıyorsanız, bu düğümü çözmek yerine gerecekte kördüğüm haline getirebilirsiniz…
Yorum Yazın