Ülkemizin herhangi bir yerleşim yerinde terör olayı yaşandığında; iktidardakiler başlarlar “bölücü….. örgütünün bu hainliğinin karşılığı misli ile verilecektir!?”diye açıklama yaparlar.
Bu arada ülkede barış ve huzur adına muhalefetteki parti yetkilileri de terör olaylarını kınarlar, iktidara destek verirler.
Bu yaklaşım güzelliktir, terör karşısında dik duruş ve birliktelik sağlamaktır.
Yaşatılan terör olaylarının ardından henüz kesinlik bile kazanmadan terör örgütünün adını vererek tepkilerini gösteren iktidar partisinin yetkilileri olur. Bazı zamanlarda terör olayını gerçekleştiren örgütün adının, hatta eylemcinin bile gerçekte farklı olduğuna tanık olmuşuzdur.
Terör eylemlerinin ardından sıcağı sıcağına örgütün adının açıklanması ve adının verilmesi olayındaki konuşmayı yapan kim olursa olsun; bence terör örgütünün adını söylemekle reklamının yapılmasına katkıda bulunuyor olarak yorumluyorum.
Terör örgütü, adının duyurulması ve kendisini tanıtabilme adına eylem gerçekleştiriyorsa eğer; teröre karşı olanların da bu olaylar karşısında böyle mi yapması gerekiyor?
Ülkemizde huzurlu ve mutlu yaşayabilmek adına hertürlü terör olaylarına karşı mıyız? Karşı olmadığını kimsenin söylemediğine göre; son aylarda ülkemizin değişik illerinde yaşanan “Atatürk anıtlarına karşı” olumsuz olaylarla ilgili olumsuzlukları iktidar yetkilileri neden gündemlerine hiç taşıma gereği duymuyorlar?
Türkiye Cumhuriyeti devletinin Anayasa’sındaki bazı maddelerin değiştirilmesi için 16 nisan Pazar günü halkoylaması yapılacak. Halkın iradesine başvuruda bulunmanın güzelliği yaşanırken, böylesi bir süreçte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan saldırıların ne anlama geldiğini sormak ve araştırmak gerekiyor.
Bu konuda CHP’nin üzerine düşen görevi yeterince yapmadığını gözlemliyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Karşımda muhalefet göremiyorum!” sözleri burada doğrulanır ölçülere gelir gibi oluyor.
Bir ilimizdeki Belediye Başkanı Atatürk anıtını yerinden söküyor, bir parkın içerisinde kuytu köşeye koyuyor.
Meydan’daki düzenleme bittiği halde Anıt yerine konulmuyor!..
Bir başka ilimizdeki Belediye hizmet binasındaki odadaki Atatürk fotoğrafının üzerine “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafı” montaj yapılıp önünde poz veren taşeron işçi bunu sosyal paylaşım sitesinde paylaşıyor!..
Son öğrendiğim bir haber ise Sivas’ın Divriği ilçesindeki Zelehatun mahallesindeki parkta yaşanıyor.
Divriği Belediye Başkanı Hakan Gök’ün CHP’li olduğunu öğreniyoruz.
Buradaki Atatürk büstü tahrip edilerek kırılmış. Buradaki büstün altında Türk bayrağı, altında da “Ne mutlu Türküm diyene” yazıyor.
Bu büste saldırıda bulunanlar, Anayasa değişikliği sürecinde neyi anlatmaya çalışıyorlar dersiniz!? Atatürk büstünü kıran o teröristler; Türk bayrağı logosu ile altındaki yazıyı da kabul etmedikleri yönünde anlam çıkarabilirim.
Bu eylemleri yapanların hangi terör örgütü üyesi olduğunun da açıklanmasını istemiyorum, ama lütfen beyler; Anayasa değişikliği öncesinde ATATÜRK’e yapılan saldırıların arkasında kim veya kimlerin olduğunu, bu olaylarla ilgili iktidardaki siyasilerin sessizliği beni çok düşündürüyor!.. Saygılarımla…
Bu arada ülkede barış ve huzur adına muhalefetteki parti yetkilileri de terör olaylarını kınarlar, iktidara destek verirler.
Bu yaklaşım güzelliktir, terör karşısında dik duruş ve birliktelik sağlamaktır.
Yaşatılan terör olaylarının ardından henüz kesinlik bile kazanmadan terör örgütünün adını vererek tepkilerini gösteren iktidar partisinin yetkilileri olur. Bazı zamanlarda terör olayını gerçekleştiren örgütün adının, hatta eylemcinin bile gerçekte farklı olduğuna tanık olmuşuzdur.
Terör eylemlerinin ardından sıcağı sıcağına örgütün adının açıklanması ve adının verilmesi olayındaki konuşmayı yapan kim olursa olsun; bence terör örgütünün adını söylemekle reklamının yapılmasına katkıda bulunuyor olarak yorumluyorum.
Terör örgütü, adının duyurulması ve kendisini tanıtabilme adına eylem gerçekleştiriyorsa eğer; teröre karşı olanların da bu olaylar karşısında böyle mi yapması gerekiyor?
Ülkemizde huzurlu ve mutlu yaşayabilmek adına hertürlü terör olaylarına karşı mıyız? Karşı olmadığını kimsenin söylemediğine göre; son aylarda ülkemizin değişik illerinde yaşanan “Atatürk anıtlarına karşı” olumsuz olaylarla ilgili olumsuzlukları iktidar yetkilileri neden gündemlerine hiç taşıma gereği duymuyorlar?
Türkiye Cumhuriyeti devletinin Anayasa’sındaki bazı maddelerin değiştirilmesi için 16 nisan Pazar günü halkoylaması yapılacak. Halkın iradesine başvuruda bulunmanın güzelliği yaşanırken, böylesi bir süreçte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan saldırıların ne anlama geldiğini sormak ve araştırmak gerekiyor.
Bu konuda CHP’nin üzerine düşen görevi yeterince yapmadığını gözlemliyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Karşımda muhalefet göremiyorum!” sözleri burada doğrulanır ölçülere gelir gibi oluyor.
Bir ilimizdeki Belediye Başkanı Atatürk anıtını yerinden söküyor, bir parkın içerisinde kuytu köşeye koyuyor.
Meydan’daki düzenleme bittiği halde Anıt yerine konulmuyor!..
Bir başka ilimizdeki Belediye hizmet binasındaki odadaki Atatürk fotoğrafının üzerine “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafı” montaj yapılıp önünde poz veren taşeron işçi bunu sosyal paylaşım sitesinde paylaşıyor!..
Son öğrendiğim bir haber ise Sivas’ın Divriği ilçesindeki Zelehatun mahallesindeki parkta yaşanıyor.
Divriği Belediye Başkanı Hakan Gök’ün CHP’li olduğunu öğreniyoruz.
Buradaki Atatürk büstü tahrip edilerek kırılmış. Buradaki büstün altında Türk bayrağı, altında da “Ne mutlu Türküm diyene” yazıyor.
Bu büste saldırıda bulunanlar, Anayasa değişikliği sürecinde neyi anlatmaya çalışıyorlar dersiniz!? Atatürk büstünü kıran o teröristler; Türk bayrağı logosu ile altındaki yazıyı da kabul etmedikleri yönünde anlam çıkarabilirim.
Bu eylemleri yapanların hangi terör örgütü üyesi olduğunun da açıklanmasını istemiyorum, ama lütfen beyler; Anayasa değişikliği öncesinde ATATÜRK’e yapılan saldırıların arkasında kim veya kimlerin olduğunu, bu olaylarla ilgili iktidardaki siyasilerin sessizliği beni çok düşündürüyor!.. Saygılarımla…
