Ben şikayetçi değilim, insan olarak dünyaya gelişimdeki canlı varlık olarak görevimi gücümün yettiğinde yine insanlar için yararlı olmaya çalışarak yaşamaya çalışıyorum.
Din dil, ibadet ti, inançları parçalayıp bölerek insanları kullanma gibi bir niyeti aklımın ucundan bile geçirmedim.
Sadece gerçeklerin yaşanması ve yaşatılmasına önem veren bir köy çocuğu olarak yaşantıma kendim yön vermeye çalıştım. İnancım kendime, ibadetim kendime, günah veya sevaplarımın kendime özgü olduğu yolda yaşantımı sürdürmekteyim.
Maddenin bu dünyada kalacağını, manevi olarak tüm canlılara karşı sevgi, saygı ve iyi eylemler içerisinde olduğun olayların senden sonra ardından konuşulacağına inanıyorum.
Konuşmaları ile hareketleri birbirine zıt olan insanlar her koşulda eleştirilerden nasibini alırlar. Elbette eleştiri güzeldir, yön vericidir. Ancak her zaman tepkili eleştiriler alınması da iyi olmasa gerek.
Son günlerde çevremizde, ülkemizde ve dünyada olup bitenlere baktığımızda dün ile bugünleri birbirine karşılaştırmakta zorlanır olduk.
Ülkeleri yönetenlerin yeri geldiğinde birbirlerine karşı sert eleştiri sözlerini anımsıyoruz, bugünlerde ise yumuşak bir tavır, gülümseme, el sıkma ve birlikte verilen görüntüler karşısında hayranlıkla dünleri anımsayarak bugünküleri izliyoruz.
İstanbul Belediye Başkanlığı seçimleri tamamlandı, kazanan aday İmamoğlu mazbatasını da alıp görevine başladı. Demokrasiye inanan kişiler aradaki farkı da göz önüne alarak, üstelik ikinci kez seçimden galip çıkan adayın hakkını verirken, birileri çıkıp hala kafa kırıştırırcasına konuşuyorsa, akıllara durgun geliyor o zaman.
MHP Lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, İmamoğlu’nun adını bile anmadan; “İstanbul ehline teslim edilmemiştir” diyebiliyor.
Ne demek şimdi bu? Ehil ellere teslim edilmediğini söyleyen Bahçeli’ye birileri de çıkıp; “yıllardır Genel Başkanı olduğunuz MHP’nin Meclisteki sandalye sayısı HDP’nin bile altında, yani MHP şu anda ehil ellerde mi?” diye sorsa nasıl olur?
AKP’ye yakınlığı ile bilinen “Osmanlı Ocakları” sivil toplum kuruluşundan istifalar başladığı yönünde bir haber gazetelere yansıdı.
Osmaniye, Adana, Hatay, Gaziantep ve Şanlıurfa illerindeki “Osmanlı Ocakları 1299” dan istifa haberini okuyoruz. Gerekçeleri ise; sıkıntılar yaşandığı, üst düzey yöneticilere bildirilmesine rağmen çözüm alınamadığı belirtiliyor.
STK’lar bir yerlere sırtını dayadığı zaman onlardan yana çalışmaya önem verirler. Çalışma ve hizmet amaçlarını üyelerinin ve gönüllülerin destekleri ile yürüttükleri zaman bir yerlere borçlu imiş gibi değil, daha rahat çalışabilirler.
Osmaniye Ozanlar, Şairler ve Yazarlar Derneği (OŞYAD) Cumartesi günü 15. yaş gününü kutladı. Kurulduğu ilk günden bu yana derneğin amaçları doğrultusunda hizmet verirken, herhangi bir taraf olmamaya özen gösterdi.
Kültür ve sanatsal alanda çalışmalar yaparken, halkın arasında olmayı tercih etti. Süreç içerisinde etkinliklerini sürdürdü, yayın organı Şelale dergisini gecikmeli bile olsa okurları ile buluşturdu.
Sıkıntılar yaşadı ama, bu sıkıntıları kendi içerisinde yine iyi niyetli yöntemlerle çözmeye çalıştı. Saygılarımla…
