27 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.455
EURO34.829
ALTIN2438.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Böl(ün)mek!

Emperyalizmin; “Böl-Parşala-Yönet” pojesinin hayata geçirilmesinin başlangıcında farkına varılamazsa, olayların gelişine bağışıklık kazanıldığı gibi, kimileri de değirmenin çarkına su taşımayı yeğler.

Geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeleri işgal edebilmenin yeni yöntemleri, silahlı olmuyorsa, ekonomik veya kültürel yollarla başarmaya çalışılır.

ABD’nin Ortadoğu ülkelerindeki petrol yataklarına sahip olma hayallerini gerçekleştirmeye çalışırken, en çok çekindiği Türkiye’yi dinliyormuş gibi şirin görünme olaylarını kullanmaya başladı.

“Arap Baharı”nın gerisinde yatan gizli planların, günün birinde Türkiye topraklarını ele geçirme olduğu yönünde köşe yazarları bazı günlerde gazetelerinde yazılar yazdılar.

Asıl çıbanın başının İsrail olduğunun bilinmemesi için ön plana ABD çıkmış olsa da bizim ülkemizde de farkına varanlar veya olayları yakından izleyenler, hatta destekçileri bile yok değildi!

Türkiye üzerindeki planlar, önce inançlar üzerindeki ayrıştırmalarla başladı. “Ilımlı İslam” sözlerini kullanan Fetullah’ın, “Türkçe olimpiyatları, öğrenci yurtları, özel dershane ve özel okulları ile birlikte yazılı, görsel ve sesli medyasına ilgi gösterilirken, aynı zamanda desteklerde kamu kurumlarından, siyasilerden ve stk’lardan başlatıldı.

Ülkemizde yaşayan insanlar; inanç sömürülüğü yapılarak ikiyi bölünmeye çalışıldı.

Asker veya Polis olabilmek veya resmi bir kurumda sınavı kazanabilmek için “Referans gösterme” olayları yaşandı.

Ülkeyi yönetenlerin çocukları bu zihniyetin okul ve dershanelerinde eğitim-öğretim gördü. 

Süreç içerisinde bu ülkenin kurucuları, Kurtuluş Savaşı kahramanları unutturulmaya çalışıldı. Osmanlı hayranlığı başlatılarak, devlet televizyonlarda diziler çekilip yayınlanmaya başlanıldı.

Okulların isimleri değiştirildi, İmam-Hatip okullarına çocukların yönlendirilmesine çalışılan uygulamalar getirildi. Bazı resmi kurumlardan T.C. ibaresi kaldırıldı, bazı Belediye Başkanları “Atatürk büstünü” kaldırdı.

Askerlerimiz başka ülkelerdeki güvenliği veya iş kargaşayı önlemek amacı ile gönderildi. Şu anda dünyanın değişik ülkelerinde Türk askeri gücü “güveni sağlama” adına konuşlanırken, Irak’da ABD askerleri tarafından Türk askerinin başına çuval geçirilme olaylarını da yaşadık.

Gün geldi, Suriye’deki iç savaştan kaçanları ülkemizin dört bir yanında “konuk ettik, barındırmaya başladık” ABD istedi veya bir takım sözler verdi diye bunları yapmaya başladık.

Ortadoğu’da çalkantılar yaşanırken Türkiye dimdik ayakta duruyordu ve yıpranmıyordu.

Önce askeri gücünü eritmenin gerektiğini düşünen emperyalistler, bilindiği gibi “15 temmuz darbe girişimi” olayını sahneye sürdü.

Asker-Polis ve Halk bu olaylar karşısında  kutuplaştırılıyordu. Bu olaylarla ilgili çok sayıda asker ve polis görevlerinden alındı, tutuklandı.

Bu arada Dolar’ın yükselişi ülke ekonomisini etkilemeye başlar oldu.Diğer yandan özelleştirmelerle belli işletmeler yabancı ortaklarla elden çıkarıyordu. TEDAŞ, şeker fabrikaları, SEKA ve diğerleri özelleştikten bir süre sonra kapatılıyordu.

Arsa ve konut alımlarına bakıldığında ise özellikle; Irak, Suudi Arabistan, Rusya ve diğer ülke vatandaşların özellikle; deniz kıyısı kentlerden her geçen gün çok sayıda konut almaya başladıklarını TÜİK verilerinden öğreniyorduk.

Topraklarımızın yabancılara satılmasının geleceğimiz için ne anlama geleceğini düşünmüyorsanız, sözüm size; esen kalın!...

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar