27 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.455
EURO34.829
ALTIN2438.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Boğaziçi

Gündem değiştirmekte iktidarın sözcüleri ile yarış yapılamıyor. Her gün değil, saat bile değil, her an bir gündem oluşturulabiliyor.

İktidarlar ülkeyi sağlıklı, huzurlu ve yaşanabilir olarak yönetmek üzere işbaşına gelir veya getirilir.

Getirilir dememdeki amaç, demokratik ülkelerde yine demokratik yöntemlerle, yani seçimle işbaşına getirilirler.

Demokrasi’den sözederken, iktidardakilerin yönetimlerinde anti demokratik uygulamalara rastlamak olası olabiliyor.

Ülkeye demokrasiyi getireceğini kamuoyuna bildiri ile açıklayıp yönetime el koyan Kenan Evren ve arkadaşları, oturdukları koltukların çivisinden korkup, 17 yaşındaki Erdal Eren’in yaşını büyüterek “idam” ettiler.

1970 yıllarda ODTÜ’lü gençlerin “Tam bağımsız Türkiye” isteklerinden rahatsız olanlar, onlarla oturup konuşmak ve dinlemek yerine, darağaçlarında sallandırmayı tercih ettiler.

Bugün, eski Başbakanlardan Adnan Menderes’in idamına karşı tepki gösterenler de, 17 yaşındaki Erdal Erden ile Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilişlerine farklı tepki verenler aynı ülkede yaşıyorlar.

Bugünlerde Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olayları ve gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Çok yüksek puanlar alarak bu Üniversiteye kayıt yaptırıp okumaya çalışan gençlerimizi dinlemek, konuşmak ve anlamak yerine eylemlerinden dolayı suçlamak yanlış olsa gerek.

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki gelişmeler; devletin en tepesinden başlamak üzere sokaktaki vatandaşa kadar takip ediliyor.

İktidar sözcülerine bakarsanız; Üniversitelerde öğrenciler taleplerde bulunmasınlar, hele hiç tepki vermesinler! İşçi ve memurlar hak aramak için tepki vermesinler!..

Boğaziçi iktidar için bu kadar önemli ise insanların boğazının için bir Üniversitedeki eylemler kadar neden önemli olamıyor!? İnsanların evlerinde aç yattıklarına, iş bulamadıklarına inanmayacak sözler kullanan mevcut iktidar partisinin; Belde, İlçe ve İl Başkanları sokaklarda halkın yaşantısı yerine taşıtları mı görüyor yoksa!?

Pandemi sürecinde iktidarın Boğaziçi Üniversitesi’ndeki tepkileri gördüğü kadar insanların boğazının içini de görmesi bekleniyor.

Ülkemizde pandemi nedeniyle sivil toplum kuruluşlarının genel kurul toplantıları ile etkinlikleri sürekli erteleniyor. 40 veya 50 üyesi bulunan bir dernek bile günü geldiği halde genel kurulunu yapamıyor. Ama, İktidar Partisi’nin İl Genel kurulları, yüzlerce üyenin katılımı ile salonlar doldurularak yapılıyor.

Sosyal mesafe kuralı nedeniyle dolmuşta bir kişi fazla olsa, şoförüne ceza yazıldığı bir ülkede, iktidar partisinin genel kurul toplantılarında salonların tıka basa dolu olması insanları iktidardakilerin sözleri ile çelişkileri konusunda kuşkulandırıyor.

İktidar Partisi ile onun destekçisi siyasi parti sözcülerinin Boğaziçili öğrencilere verdiği tepkiler kadar, bu ülkede yaşayan halkın boğazını da düşünmelidir.

Boğaziçi Üniversitesindeki öğrenci eylemlerine “terörist” sızdığını söyleyenlere sormak isterim; insanların boğazının içine günde nelerin sızıp sızmadığını da konuşabilir misiniz!?

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar