Bize bir şeyler yok aslında, kimliğimizle birlikte; inançlarımızı, kültürel değerlerimizi, dostlarımızı ve arkadaşlarımızı kaybediyoruz!
Temiz toplum, temiz çevre olma yolunda önemli sözler kullanırız. En önemlisi de yüzde 99’unun ‘Müslüman’ olarak tanımlandığı ülkemizde, inancımıza göre; “Temizlik imandan gelir!”diye söyleriz. Söyleriz ama uygular mıyız?
Temizliğin imandan geldiğini söylüyorsak ve temizliğe önem vermeyenlerin de ‘imansız’ olduklarını düşünmek gayet doğal olsa gerek.
Japonya’yı bilirsiniz, bu ülkede yaşayanların çoğunluğu ‘ateist’ olarak bilinir. Ama, teknoloji alanında dünyanın diğer ülkeleriyle yarışırlar. Bizim memleketimizde bir çok insanda Japon ürünlerini görebilirsiniz. Kliması Japon ürünü olan birinin, ‘ateist’ olarak adlandırılan insanların ürettiği klimanın serinliğinde namaz kıldığını görebilirsiniz!
Benim olayım inanç veya inançsızlık değil, ancak söylenilen, kabul edilenle bunun tam tersini yaşamakta olan iki yüzlü kişilerin iyi bilinmesidir.
Türkiye’de binlerce turistin ziyaret ettiği Kapadokya’daki Peribacaları’nın çevresine atılan çöpler, görenlerin tepkilerini çekerken, bu kirliliği gören bir grup Japon öğrenci turist kafilesi temizlik yaptılar.
Yöre sakinleri ise Japon turist öğrencileri şaşkınla izlediler. 40 büyük torba çöp toplayan Japon gençler, bizim insanlarımızın kirliliklerini temizlerken, kendi ülkeleri olmasa da “bana ne!” demeden, buradaki kirliliğe tepki amaçlı duyarlılıklarını gösteriyorlardı.
Şanlıurfa’nın Harran ilçesine ziyarete gelen MHP’li Milletvekili uğurlanırken bir grup tarafından defalarca havaya mermi sıkıldı, ortalık silah sesleriyle inledi.
İstanbul Pendik’te parkta oyun oynamakta olan çocukların sesinden rahatsız olan B.B. evinin penceresinden ateş açarak 7 yaşındaki Hilanur’u omzundan yaraladı, mermi ise hastanede çıkarılmadı. Ateş açan kişi ise alınan ilk ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Ancak, tepkiler sonucu birkaç gün sonra zanlı tutuklandı.
Yerel yönetimler bir yere park yapmış ve oraya da çocuk oyun alanları yerleştirmişse, elbette çocuklar bu oyuncaklarda oynayacak, gürültü çıkaracaklardır. Gürültüden rahatsızlık duyduğu için rast gele penceresini açıp çocukların üzerine ateş açarak bir çocuğun yaralanmasına neden olan zanlının serbest bırakılmasına anlam vermekte zorlanıyorum!
Anımsarsanız, ülkemizde ‘halkoylaması’ yaparak, Anayasa’nın bazı maddeleri üzerinde değişikler yapılması olayı vardı. Her şey daha güzel olacak, hak-hukuk ve adaletli şekilde kararlar alınacak gibi söylemler konuşuluyordu.
Günlük olarak yaşanan olayları izleyenlerden bazılarının ‘olumsuz haber veriyor’ diye bazı gazeteler ile tv kanallarına tepki gösterdiklerini duyuyorum. Ne demek şimdi bu!? Bir yerde olumsuz olay, hem de ilginç bir olay yaşanmışsa bu gazetecilik açısından haber olarak değerlendirilir ve gündeme taşınır.
Çankırı’da kızını minibüsünün arkasına iple bağlayarak o şekilde trafikte kilometrelerce seyreden baba, “ölüme davetiye çıkarma” nedeniyle gözaltına alındıktan sonra, çıkarıldığı adli makamlarca serbest bırakılıyor.
Memleketimizdeki bu benzeri olumsuz olarak gördüğüm olayları sizler olumlu karşılıyorsanız sözüm yok, ama karşı olduğumu belirtmek isterim.
Yolda yürürken kendi kendine konuşan insanların sayılarında artış görüyor musunuz? Cep telefonu ile görüşme yapanların sokak ortasında küfürlü ve tehditli konuşmalarına tanık oluyor musunuz?
Memleketi yönetenler, ‘en iyi yönetiriz’ diyerek aday olarak ortaya çıkarlar. 24 Haziran seçimlerinin 2,5 ay gibi bir zaman geçmesine rağmen, Ana Muhalefet CHP’nin PM toplanarak “24 Haziran seçim sonuçlarını” değerlendirecekmiş.
“Mavi gözlü Dev” gün olur da yeniden Samsun’a çıkarsa; Denizler taşar, o gemidekiler Kurtuluş savaşı için yine coşar!..Saygılarımla…
