Dünyanın dört bir yanında yaşanan Covid-19 salgını nedeniyle önlemler almaya devam ederken, insanların kurallara uymaları yönünde de yaptırımlar yoğunlaştırılıyor.
Hep birlikte mücadele vermek ve bu salgını yenmek istediğimiz doğrudur. Ancak, virüs tehlikesine karşı bazı anlarda kuralların farklı şekilde uygulanması olaylarına ne diyeceğiz!?
Maske, mesafe ve hijyen diyerek insanlar uyarılıyor. Kurallara uymayanlara para cezaları uygulanırken, bu yöntemle salgının önünün alınabileceği düşünülüyor.
Doğrudur, sağlık uzmanlarının da bildiği vardır ve salgına karşı alınan önlemlere uyulması önem taşımaktadır. Burada önlemler ve uygulamalarına sözümüz yok, katılıyor ve destekliyorum.
Anayasa üzerinde bazı maddelerin değiştirilip uygulamaya konulmasının ardından başlayan süreçte, Kamu kurumlarının isimlerinde de değişikliklere gidildi ve gidiliyor.
Örneklemek gerekirse; Başbakanlığa bağlı, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Cumhurbaşkanlığı Başkanlık sistemine geçilmesiyle, “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı” ismini alarak çalışmalarını yürütmeye başladı.
Sivil Toplum kuruluşlarının bağlı bulunduğu “Dernekler Müdürlüğü”nün ismi değiştirilecek; “Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü” olarak çalışmalarını sürdürmeye başladı.
Bu Müdürlüğün görevleri arasına siyasi Parti kuruluşları da alınırken, aynı zamanda siyasi partiler de STK’lar arasında girmiş oldu.
Covid-19 önlemleri kapsamında sivil toplum kuruluşlarının etkinlik yapmalarına zaman zaman kısıtlama veya yasaklama getirildi. Derneklerin Nisan ayı sonuna kadar vermesi gereken “Yıllık beyannamesi” Ağustos ayı sonuna kadar uzatıldı. Oysa derneklerin beyanname vermesi internet üzerinden, istenilen soruların yanıtlanması ve kayıtlarının verilmesi şeklinde yapılıyordu. Sadece Yönetim kurulu kararı gerekirken, sanki geniş kapsamlı toplantı yapılacakmış gibi, beyanname verilmesi tarihi ertelendi.
Süreç devam ederken, bir ara STK’ların etkinliklerine izin verildi, ancak yeniden kısıtlanarak veya yasaklanarak, 1 Aralık tarihine kadar ertelendiği bilgisi geldi. Derneklerin genel kurul toplantıları bile 1 Aralık 2020 tarihine kadar ertelenirken, siyasi partilerin genel kurullarının yapılması olayı dikkatlerden kaçmadı!
Siyasi Partiler de aynı kurumdan izin alarak genel kurullarını yaparken, derneklerin neden genel kurul yapamadıklarını doğal olarak merak ediyorum!?
Siyasi parti genel kurullarında en az 300 ile 500 kişi salonları doldururken, aradaki sosyal mesafe kuralı, maske ve hijyen önlemlerinin nerede kaldığını merak ediyorum?
Dernekler ise en fazla 25-30 kişi ile genel kurul toplantılarını yapacaklardır, ama onların böyle bir toplantı yapmaları veya biraraya gelmeleri 1 Aralık 2020 tarihine kadar ertelenmiştir!
Siyasi partilerde TEK aday gösterildiğine göre, hazırlanan listeye delegelerin imza atması ile bu genel kurulun yapılması olası iken, salonlara doluşmak ve salgın önlemlerini “hiçe saymak” gibi bir davranışı kabullenmekte zorlanıyorum!...
