25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5791
EURO34.974
ALTIN2422.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bırak dağınık kalsın!

Gördüğümüz bir olay karşısında; “bırak kalsın!” gibi sözleri kullanarak duyarsız veya seyirci kalmanın vereceği neticeleri de düşünmek gerekiyor.

Bazı olaylar anlatılırken; “Yapacak bir şey yok!”denildiğinde düşünmüşümdür.

Nasıl oluyor da yapacak bir şey olmuyor veya kalmıyor diye?

Israr etmek, inatlaşmak veya fazla üstelemeye gerek olmadan olayları akışına bırakmanın altında neler yatabilir?

Olayları seyretmek farklı, tadında bırakmak ise daha farklı olsa gerek.

Bazı olumsuz olaylar vardır, üstüne gidildiğinde daha büyük olumsuzluklarla karşılaşılabildiği sezinlendiği için tadında bırakmayı tercih edenler vardır.

Görünen veya sezinlenen olumsuzluklar karşısında olayları akışına bırakmak veya tadında bırakmanın yarar veya zararlarının da iyi hesaplanması gerektiğini düşünüyorum.

Gün değil, saatler içerisinde gündemin değiştiği veya değiştirildiği bir ülkede yaşamaktayız.

Bir bakıyorsunuz veya öğreniyorsunuz ki; gündeme düşen bir olay bir anda bırakın ülkeyi, dünyanın dört bir yanında konuşulmaya başlanıyor.

Tüm gözler yaşanan veya yaşatılmak istenilen olayların üzerine çevriliyor.

Seçimlere bir yıldan az süre kaldı, siyasi çalışmalar hızlanırken parti liderlerinin ziyaretleri de yoğunlaştı.

Geliyorlar ve gelecekler vatandaşların yanlarına. Oturacaklar masalarına ve sofralarına. Sohbet edecekler, hal ve hatırlarını soracaklar.

Oturup sofralarındaki çorbalarını kaşıklayacaklar ama o çorbanın tencereye konulması için hangi zor ekonomik koşullar yaşandığını kaç siyasi düşünecek diye düşünüyorum!

Düşünenler de olacaktır ama, sofradan kalkıp gittikten sonra  konuştukları orada kalmaz diye vatandaşımız umutlanacaktır.

Sabırla bekleniyor vatandaşların ekonomik ve sosyal mutluluğu, huzur ve güven içerisinde yaşayabilmesi.

Umut ediliyor gelecek günün dünden daha güzel yaşanabilmesi. Sevinmek istiyor insanlar bir sabah kalktığında kahvaltı sofrasına alacağı gıdaların önceki günden fazla olmaması.

Verilen sözlerin yerine getirilmesi, olayların ardında kuşkular olmaması, gürültüsüz, kötü söz olmayan sözcüklerin siyasilerin dudaklarından çıkmasını istiyor vatandaşımız.

Tartışma olmalı, eleştiri olmalı ama seviyesi aşılmadan, tartışmada kullanılan sözcüklerin inandırıcı, mantıklı ve bazı duygular sömürülmeden kullanılarak anlatılmasını bekliyor vatandaşımız.

Hani denilir ya, “Dilin kemiği yok!”diye.  Dilin kemiği yok diye de her söz, her yerde ve vatandaşlar arasında öteleyici, küçük düşürücü veya azarlayıcı şekilde söylenmez ki!..

Seçim çalışmaları için vatandaşların arasına giren, sohbet eden, el sıkıp yanak öpen siyasilerden vatandaşın beklediği; doğruların söylenmesi, yapamayacakları sözleri vermemeleri ve başkalarının aleyhine konuşmak yerine, kendilerinin neler yapacaklarını anlatmaları bekleniyor.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar