Masal halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür. Masallar bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilir. Masallar nesir, nazım karışık olabilir. Masalların girişinde genellikle tekerlemeler bulunur. Bunlar şiir şeklinde olur. Masallar, özellikle çocuklara hitap eden eğitsel içerikli metinler olduğu için kolay anlaşılır ve akıcı bir anlatıma sahiptir.
Masallar, merak duygusunu en fazla uyaran yazı türlerinden biridir. Masalda olayların nasıl gelişeceği, kahramanların neler yaşayacağı, masalın nasıl sonlanacağı gibi konularda okuyucu veya dinleyici aşırı derecede meraklanır. Bu bakımdan masallar çok sürükleyicidir. Masallarda her insanı ilgilendiren evrensel değerler ve konular anlatılır.
Özellikle çocuklara doğruluk, dürüstlük, iyilik, güzellik, ahlaklı olmak, erdemli olmak, yardımseverlik gibi duygular verilmek istenir. Ayrıca çevredeki kişilerin, olayların ve yöneticilerin eleştirileri de yapılır. Haksızlıklara karşı halkın ve halk içinde bir önderin direnmesi ve sonuçta mutlaka üstün gelmesi işlenir.
Masallar olay eksenli bir edebiyat türüdür. Tamamen hayal ürünü olan bu olaylar, olağanüstü niteliklerdir.
Ama benim masalım kendi edebiyatımdır. Benim hayatım hikaye deriz... Benim hikayem asla hayal ürünü değildir ..
BİR YAZ MASALI -m
Çocuk yaşta çıktığım gurbetimin herdaim bir yaz masalı vardı senelerdir biriktirdiğim herkesinde olduğu gibi hepimiz bütün bir sene okula gider ders çalışırız gelirken bütün sene vazifemizi yaparken kimimiz şirkette, bankada fabrikada derken bütün sene çalışırken yaz tatilini dört gözle bekleriz. Bir ay bir hafta ne farkederki tatil işte. Derken yaz tatili başlar... Bende eşimin tatili kendi okul tatilim çocuklarımın tatilleri derken heycanla başlardı bir yaz tatili hevesimiz, koca bir yaz masalıma sığdırmak için hersene Türkiye’ye gelirdim.Anneme bababama kardeşlerime eşime dostuma kavuşmanın şükrüne doyamazdım. istanbul benim canım memleketim bırakıp gitmeye kıyamazdım. Tatil dönüşüm artı harika bir heycanla Mekke’me dönme heycanımla başlardı.
Türkiye’den aldığımız hediyelerimiz. Cidde hava limanına herdaim ihramla inmeye gayret gösterirdim. Medine üstünden geçerken mikattan geçiyoruz niyet ve telbiyelerinizi yapabilrsiniz dediklerinde ayrı bir heycan ve kabe özlemi başlardı. Türkiye’ye geldiğimizde sayın yolcularımız lütfen kemerlerinizin bağlı olduğuna dikkat ediniz istanbul Atatürk havalimanına inmek için hazırlıklarımız başlamıştır Allah Allah onun heycanı ise can alıcı acaba beni almaya kim geldi.
Eve varana kadar bitmeyen o kısacık yol ve beni balkonda bekleyenler, kurulmuş masalar bayram heycanıyla kucaklaşmalar. Ve sanki dönerken arabanın ardından dökülen bir sürahi su sular gibi gidin sular gibi geri gelin, yolculuğa çıkanlara söylenen bir deyim..etki katması açısından bir bardak su dökülerek de sembolleştirilir. Giden kişinin suyun yeryüzünde yol aldığı rahatlıkta gidip, çabucacak geri dönmesinin dilekleri vardır bu temennide..
Şimdilerde yapılırmı bilmiyorum ama ben rahmetlilerim hayattayken hep böyle yolcu edilirdim. Harika günlerdi, evet yol boyunca ağacını dağını bayırını deryasını seyretmeye doyamadığım memleketim.
Türkiye’m her köşesi cennettir şarkısını yazmadan edemiyeceğim.
Havasına, suyuna, taşına, toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim,
ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim.
Uçmaktır gittiği yerler,
Bazen yâr’e varır,
Bazen kendine,
Bir dem gelir hasrete,
Bir dem varır neşe’ye..
Şimdilerde mahrumuz güzelim yaz tatilimizden. Fakat Allah cc ümit kesilmez ömrümüz baki oldukça daha çook tatillere gideceğiz inşaallah. Sizler Mekke’ye umreye ben başka diyarlara tabiki en çokta kendi vatanım Türkiye’me.
Kanatsız kuşlar misali uçmaya hazırlığa ne dersiniz?
MEKKENİN KOMŞUSU