25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5006
EURO34.9308
ALTIN2433.7
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bir top mercimek

Türkiye’nin dört bir köşesindeki “Gezi Parkı” eylemleri Taksim’deki birkaç fidanın kesilmesine tepki amaçlı mı başladı, yoksa halkın yüreğindeki birikinti öfkelerin dışa vurulması mıydı? Bunu anlamak ve incelemek gerekiyor.


Son günlerdeki gündemi meşgul eden Gezi Parkı eylemleri, taksimdeki polisin uygulamaları, avukatların gözaltına alınması, Başbakan’ın yurda dönüşünde karşılama olayı ve Başbakan ve yardımcılarının konuştukları, ayrıca muhalefet partilerinin liderlerinin konuşmalarını iyice inceleyelim.


Sert üsluplar, kırıcı ve kışkırtıcı sözler, barışa yanaşmayan tavırlar hiç hoş olmayan davranışlar olarak dünya kamuoyunda izleniyor.


Şiddete, şiddetle karşılık vermek ne derece barışı getirebilir diye düşünmek gerek. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır şeklinde halk deyimini anımsayın. Bu olaylar gerçekten birkaç fidan için mi oldu, yoksa altında başka olaylar var mı?


Bir halk hikmetini sizlerle paylaşmak istiyorum. Köyün birinde akşam saatlerinde orta yaşlı bir kadın mercimek tarlasından geçip evine gidiyormuş. Tarla sahibi, ortalığın sakinliğinden yararlanıp kadını tarlanın içinde durdurmuş ve sarkıntılık yapmak istemiş. Kadın bağırmış ama çevrede kimse olmadığı için tarla sahibinin tacizinden kurtulamamış.


Kadın perişan halde köyüne dönüp Muhtarla konuşmuş, yapılanları anlatmış. Muhtar tarla sahibini çağırıp yaptığının yanlış ve suç olduğunu, olayı Jandarmaya bildireceğini söylemiş. Tarla sahibi gayet pişkin; “tarlamdaki mercimekleri toplarken gördüm, sadece kendisini uyardım.


Ben taciz etmedim”şeklinde konuşmuş. Muhtar bu kez kadına dönüp, olayın doğru olup olmadığını sormuş. Kadın, boynunu bükmüş, bir tarla sahibine, bir de Muhtara bakmış; “Ahhhh! Benim başıma geleni bilen bilir, bilmeyenler de bir top mercimek sanır muhtarım!”diye yanıtlamış.


Şimdi yeniden Gezi Parkı olaylarına dönersek, bilenler biliyor, bilmeyenler de birkaç fidanın kesilme olayı sanıyor. Mahkeme kararına göre, Gezi parkının doğal yapısının bozulmayacağı bulunurken, ısrarla oranın doğal yapısının bozulmak istenmesi olayı neyin nesidir. Birileri çıkıyor, burada yaşanan olaylara “anarşik olay”yorumunu getiriyor. Bir Başbakan ülkenin tüm sorunları bitti de Gezi Parkı ile ilgili gündemi sürekli olayların üzerine gitmesi yerine, Çevre ve Şehircilik uzmanlarına olayı bıraksa daha iyi olacağını düşünüyorum.


Bir barış sürecine girdiğimiz konuşulurken, ülkede terör olayları şimdilik durmuş gibi görülürken, yeni olayları ortaya çıkarabilecek sözlerden kaçınılması gerektiğini düşünüyorum.


Eylemler sırasında insanların işyerlerine ve otolarına zarar verenlerin doğru yapmadığı bir gerçek, ancak tüm insanlara da aynı gözle bakamayız. Avukatların suçları neydi diye sorduğumuzda ne denilecek? Bunları da mı terörist olarak görüyorsunuz?


Aklıselim, sağduyulu yaklaşmak en iyi sonuçları doğurur. Kargaşadan, kavgadan ve bölücü sözcüklerden yıllardır çeken halkımız, bir takım isteklerini yasalar kapsamında istemek için sokaklara çıkmışsa, bunların tamamına karşı dillerinizden çıkan yakıştırmalara dikkat etmeniz önem taşır.


Diyelim bu eylemciler haklı, peki yöneticilerimizin her konuştuğu haklı mı? Kınadığımız Suriye’de yaşanan olaylara düşmeme adına, iktidarı ile muhalefeti ile konuşmalarımıza özen göstermemiz, gerginlik oluşturucu sözlerden uzak durmamız gerekiyor. Kısasa kısasla karşılık vermek, ülkeyi kaosa götürür. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar