25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5422
EURO34.906
ALTIN2424.0
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bir şarkı söyle bana

Şarkılara konu olan olayların özündeki şiirin her bir sözcüğünü incelediğimizde, anlamları alır götürür düşünceleri derinliklere.

Bir şarkıyı dinlerken, şarkının sözlerine, yani şiirinin yazarı akla gelmez. Şarkının sözlerini yorumlayan, bir başka deyimle kulağımıza hoş gelen sözlerin sahibini unutamayız.

Bazı sanatçıların hayranı olan insanlar, şarkıların yazarları yerine yorumlayanları dillerinden düşünmezler.

Söyleyene mi, söyletene mi bakmak gerekiyor? Söz söylenir kulak işitirse, dil söyler kulak işitirse; söyleyenin kim olduğuna da hayran olunur.

Şarkıların her bir dizesinde, sözcüğünde kulaklarımıza hoş gelen anlamları bazı anlarda uzun uzun düşünür, bazı anlarda sevinir, bazı anlarda da üzülebiliriz.

Anne özlemi duyanlar veya babasına özlem büyüyenler anneli veya babalı sözcüklerin geçtiği şarkıları dinlerken hüzünlenirler, gözleri dolu dolu oluverir.

Sevdiğinden uzak olanlar, dost ve arkadaşlarını özleyenler ayrı şarkıların sözlerini dinlerken hüzünlenirler.

Şarkıların sözlerindeki Dil, insanı mutlu da kılar, hüzünlendirir de, düşündürür de. Dinleyenin sözlerin anlamlarını yorumlayana bağlıdır yaşanacak olan duyguların eylemidir.

Şarkıların dilindeki her bir sözcük bu kadar derin, anlamlı ve duygulu anlar yaşatıyorsa, insanlar neden bu dili kullanmıyorlar?

Hangi insanlardan sözettiğimi biliyor musunuz? Bizim siyasetçilerimizden sözediyorum.

Onlar ki, kavga, gürültü, küfür ve insanları yerecek dilden şarkılarını söyledikleri için, insanları duygulandırmasını başarmak yerine, öfkeleri ve sinirlerin gerilmesine katkıda bulunuyorlar.

Şarkıların dilini kullanabilenler insanların yüreklerine daha iyi girebilme olanağını buluyorlar.

Şöyle bir gerilere doğru gidelim, AKP’nin ilk yıllarına doğru uzandığımızda; “beraber yürüdük biz bu yollarda”diyerek şarkıların dilini iyi kullanmasını bilen partinin genel başkanı şimdi yıllara meydan okur hale geldi.

Tırmanışları karşısında, bastığı her merdiven basağında yerin sağlamlığına güvenerek yürüyor ve yükselmekten yılgınlığa uğramayı usuna bile getirmiyor.

Aynı merdivenden yürümek isteyerek yükselmeye çalışan diğerlerine baktığımızda, adımlarını basarken bile kendilerine güvensizmişcesine hareket ediyorlar gibi geliyor izleyenlere.

Önce güven, samimiyet ve başarı diye baktığımızda, olayların gelişmeleri, ilerleme ve yükselmenin yol ve yöntemlerini gerilere doğru bakarak, hatalardan ders çıkarmak suretiyle sağlıklı sonuçlar alınabileceğini unutmamak gerekiyor.

Başkan Erdoğan’ın sözlerine karşı muhalefetin eleştirilerine bakıyoruz, “Olmaz, olamaz, olmamalı!”tepkilerini duyuyoruz.

Peki neden olmaz, neden olamaz? Asıl sorun da burada işte. Muhalefetin insanların yüreklerini duygulandırabilecek şarkı dilini kullanamadığını sezinliyorum.

Başkan Erdoğan’ın siyasi geçmişine bakalım, ilerleme sürecindeki evreleri inceleyelim. Her koşulda istediği hedeflere ulaşma başarısı gösterdi. Bir şiir yüzünden hapse girmesine neden olan tarihi unutmayarak, yıllarca o tarihten ve ona benzer bazı tarihleri asla unutmadı, unutturmadı.

Merdivenin son basağına geldi, zirveye oturmaya çalıştı, bu da Cumhurbaşkanlığı makamıydı.

Muhalefetin dilindeki şarkının sözleri halkın yüreklerini okşayamadığı için, bugünkü gelinen noktadayız. Hedefe ulaşabilmekte şarkıyı iyi okuyan için hünerli olmak ve kendinden emin olmak yeterli oluyor. . Bu arada muhalefet ne yapıyor dersiniz!?. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar