25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5732
EURO34.9814
ALTIN2425.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bir İyi, Bir Kötü…

Kış mevsimi gerilerde kaldı, Yaz geldi. Yaz mevsiminin başlangıcındayız, sıcaklar artmaya başladı.


Kalın giysileri çıkardık, kolu kısa gömlekleri giydik, geceleri sinekler uyuyamaz olduk.


Bahçedeki güller renk renk açmaya başladı, ‘Çiçek dalında sevilir’ sözünü aklımıza getirip koparıp koklayamıyoruz.


Karpuz kabuğu denize düştü, denizin sularını fabrika atıkları kirlettiği için giremiyoruz.


Yollarda araç trafiğinin yoğunluğu azaldı, otomobilimize benzin alıp trafiğe çıkabilmek zorlaştı.


Sıcakların artması ile meyve ve sebze fiyatları ucuzladı, cepteki maaştan para kalmadığı için pazara iki hafta daha gidemeyeceğiz.


Hafta sonu dört ayrı arkadaşımın düğünü olacak, dördünde de bulunmak gerekiyor; düğünde kredi kartımı kullanamayacağım söylendi, ne yapacağımı şaşırdım.


Pazar günü ünlü Yazar, hemşehrimiz Yaşar Kemal Osmaniye’ye gelecekmiş, öyle bir zaman belirlenmiş ki, benim için o gün mutlaka il dışında olmam gerekiyor. Oldu mu şimdi!?


Kitabı bilgisayarda hazırladık, sayfalarını ve fotoğraflarını yerleştirdim. Eksik ve aksaklıkları da tamam.


Bir bardak çay molası için aşağıdaki çay ocağına indiğimde aniden gelen elektrik kesintisi bilgisayarın programını çökertmiş, kitap ta diğer bilgiler de uçup gitti.


Önemli bir iş görüşmesine giderken kaldırımda yürüyorum. Elektrikli bisikletle yanından geçen bir delikanlının çarpması sonucu pantolonum yan cep hizasından yırtılıp caddedeki kaldırım üzerinde perişan oldum. 


Elime bir gazete alıp pantolonumun yırtık olan bacak kısmına tutarak terziye geldiğimde, terzi öğle namazına gittiği için işyerini kapatmıştı. Namazdan çıkıp gelene kadar bekleyince, bu kez iş görüşmesini kaybettim.


Ceyhan’a gitmek için yola çıktım, büronun karşısında beklerken Adana’ya giden bir minibüs gelince, yolçatında inerim düşüncesiyle ona bindim. Ceyhan yolçatına yaklaştığımız sırada minibüsün lastiği patlayınca tamirini beklemeye başlarken, Ceyhan minibüsü yanımdan geçerken aceleci davrandığım aklıma geldi.


Sıcaklardan sıkıldığım bir anda parka uğrayıp yeşil çimlerin üzerine oturdum. Bir siyah kedinin ağaçtaki kuşlarla oyununu izlemeye başladım. Hafiften gelen esinti biraz serinletmişti. Tam dinlendim diye sevinirken, ağaçtaki kolların arasında oynayan bir kumrunun pisliği gömleğimin omzuna düşmesi ile kurmakta olduğum düşlerimden uyandım.


Bir bilet almamı istedi oradan geçen biri, omzuma kuş pislemesinin şans getireceğini anlatmaya çalışıyordu.


Ben ise gömleğimdeki kuş pisliği lekesini temizlemeye çalışıyordum, vatandaşın derdi de Milli piyango alıp, şansımı denememi istemesiydi.


Ayağa kalktım, vatandaşa; “Biletin parasını sen ver, ben bileti alıp sana vereyim. Çıkarsa da, çıkmazsa da şansına. Var mısın?”deyince vatandaşın ağzını bıçak açmadan ayakbakılarından ses bile çıkarmadan, nazik nazik uzaklaşıyordu. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar