24 Nisan, 2024, Çarşamba
DOLAR32.5749
EURO34.8709
ALTIN2431.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bir hoş!..

İnsanların hareketlerinde değişiklikleri gördüğümüzde ‘bir hoş olmuş!’ deyimini kullanırız.

Bir hoş olduğunu söylediklerimizi başka bir anlamda eleştirmiş te oluyoruz. Çevremize baktığımızda değişmeyen veya bir hoş olmayan neler kaldı ki? İnsanların dünleri ile bugünleri arasında farklılıklar görülürken, eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’in “Dün dündür, bugün bugündür” sözlerini anımsıyorum.

Geçmiş yıllarda yaşadıkları, konuştukları veya savundukları görüşleri ile bugünküler arasında değişiklik olmayanların sayılarında azalma dikkatlerden kaçmıyor.

Bir bakıyorsun, yıllar öncesinden diz dize, kolkola, kafa kafaya vererek hemfikir içerisinde hareket edenleri anımsıyoruz, bugünlere gelindiğinde ise aynı kişilerin o eski ‘yapışık ikiz gibi olmaları’ yaşadıklarından eser kalmadığına tanık olabiliyoruz.

Eski dostluklar kaybedip giderken, bugünlere gelindiğinde yeni davranışların ve birbirlerine kin, öfke ve düşmanca hareketlerin altında neler yattığını anlamaya çalışıyoruz.

İnsanların yaşantılarındaki davranışlar ‘bir hoş’ olurken, çevremize baktığımızda bir hoş olanların sayıları da artıyor.

Yağmur yağıyor, yollar geçit vermez oluyor. Su birikintileri sorun oluştururken yetkilileri göreve davet ediyorsunuz, birileri çıkıyor Belediye’yi eleştirdiğimizi belirterek ‘idare et’diyebiliyor.

Kentte beton binalar yükselirken, yeşil alanlarımız yok oluyor, inşaatları yapan müteahhitleri eleştiriyoruz, birileri çıkıyor’ idare et’ diyebiliyor.

Öylesine haksız davranışlar, öylesine ekonomik çıkarlar için bencillikler yaşanır hale geldi ki, geleceği hesap edilmeden, düşünülmeden parmaklarını elleri ile yaktıkları ateşin üzerine koyarken, az sonra parmaklarının yanabileceğini bile hesap edemeyecek hale geldi insanlar.

Osmaniyelilerin de yaz aylarında gidip denize girdiği Burnaz plajının son halini gördük. O eski binalardan ve güzelliklerden eser kalmamış, yıkılmış, harabeye dönmüştü.

Plajın içerisinde güzelim ağaçları düşünüyorum şimdi, bu ağaçlar da kesilecek mi diye?

Serbest Bölge yapılarak tel örgülerle çevrilen alan genişletilmiş, asfalt yol tel örgüler içerisinde kalırken, sadece bir aracın geçebileceği toprak yol açılmış.

Burnaz plajı yıllar sonrasında insanların kullanımına kapatılırken, ‘bir hoş’ olmuş. İnsanlar ne kadar tepki gösterseler de buraya yapılacak olan termik santrallerin patronları amaçlarına ulaşmanın mutluluğunu yaşar olmuş.

Halkın haklı istekleri veya doğanın kirlenmemesi adına yaptıkları eylemler karşısında birileri çıkıp, farklı yorumlar getirerek, hep kendi dediklerini halka haklı göstermeye çalışılan ‘bir hoş’ olaylar çoğalmaya başlamış.

Otoban yolları yapılarak, paralı geçişler hizmete girerken, eski karayolları kendi kaderine terk edilmiş gibi, bakım ve onarımlarına pek önem verilmez  olmuş.

Oturdukları makam ve mevkilerini kalıcı sanan bazı yöneticiler, oradan hiç kalkmayacakmış gibi çevresindekilere karşı davranışlarında ‘bir hoş’ olur hale gelmişler.

“Altta kalanın canı çıksın!” anlayışının hakim olmaya çalışıldığı, azınlığın ‘haklı’ çoğunluğun ‘haksız’ sayılmasına çalışıldığı, ‘bir bilenin’, aynı zamanda da ‘bir bölen’ olduğunu düşünemeyecek kadar insanların beyinlerinin uyuşturulmaya çalışıldığı ‘bir hoş’ yaşantı gözlenir olmuş.

Akıl, mantık, doğru ile yanlışı birbirinden ayırabilmek için insanlar düşünmek yerine, düşünmeden konuşanların dediklerini ‘doğrular’ şekilde ‘bir hoş’ olmayı tercih eder hale gelmişler. Geminin su aldığının farkına varamayanlar, batışını nasıl seyredeceğini merak ediyorum. Saygılarımla…


Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar