26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.463
EURO34.7591
ALTIN2436.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bir Gün değil!...

Ülkemizde Anayasa maddelerindeki değişiklikle ilgili 16 Nisan 2017 tarihinde halkoylaması yapılması kararının ardından, siyasileri halkın arasında daha sık ve samimi ortamlarda görmeye başladık.

Ah be dünya! Seçimden seçime gelip hal hatır sormalar yerine, her zaman siyasetçilerimiz aramızda olabilse, halkı dinlese, sorunlarını yazıp Meclis gündemine taşısa ne iyi olur!

Bakıyoruz, seçimler öncesi değil bu. Anayasa’nın bazı maddelerindeki değişikliklerin halkoyuna sunulması. Ancak, her ne hikmetse bu olayı siyasi yönlere çekmeye başlayanlar, gruplaşmaları körükleyenler ve konuşulan yakışıksız sözler insanları bazı anlarda huzursuz ediyor.

Sadece onların konuşması yerine, bir de halkı dinleseler!? Halk ne istiyor, iktidardan ve siyasilerden neler bekliyor!?  Halk sandığa gidecek, tercihini yapacak ama hangi maddelerin ne şekilde değiştirilip değiştirilmeyeceği konusunda ne kadar bilgi sahibi ediliyor!?

Bir gün değil, sık sık halkın arasında olunması istenen siyasetçileri gören vatandaşlar onların karşısında düğmelerini ilikliyor, saygıda kusur etmeden ağırlıyorlar ve konuşmalarına itiraz bile etmeden dinliyorlar.

Kavgasız, gürültüsüz ve güzellikler içerisinde sandığa gidilmesi ve sonuçlara da razı olunması en demokratik bir davranış biçimi olsa gerek.

Sandığa gitme günü belirlendi ya, bazı kişiler başladı farklı tartışmalar oluşturmaya, kırıcı sözler kullanmaya! Olmaz beyler, olmamalı böylesi kırıcı,yıkıcı ve bölücü konuşmalar yakışmıyor kültürlü insanlara!...

Seçimler bittikten sonra halkın sorunlarının çözümü için  bir noktadan ‘toplu temel atma’ olaylarını yaşıyoruz. Oysa, temel atılacak noktaya değişik günlerde gidilip oradaki vatandaşlarla daha yakından iletişim kurulmuş olsa, onların sorunları dinlense, yani vatandaş konuşsa daha güzel olmaz mı?

İktidar partisinin yöneticileri böyle iken, muhalefettekiler ise yine seçimler yaklaştığı günlerde halkın içerisinde boy göstermeye çalışıyorlar.

Vatandaşın düğününe, cenazesine gitmekle siyaset yapılmasının yanında, bir de onları dinlemek, sorunlarının çözümü için uğraş vermek siyasetçilerin öncelikli hizmetleri arasında yer almalıdır.

Kamu kurumlarının yöneticilerine bakıyoruz. Vatandaşımızın hizmet alımlarında eksik veya aksaklıkların olup olmadığı araştırılıp, inceleniyor mu?

Kamu kurumlarının yöneticileri üzerlerine atılı olan sorumluluklarını yerine getiriyor mu? Getirmiyorsa iktidar partisinin yöneticileri bu kentin sağlıklı ve yaşanabilirliği için uyarılar da bulunuyor mu?

Geçtiğimiz günlerde bir vatandaşımızın Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçeyi anımsayın! Kırmıtlı Kuş Cenneti’nde yaşanan olumsuzluklardan sorumlu olanlar hakkında dava açan vatandaşımıza ilgili kurum yöneticilerinden bir yanıt verildi mi?

Makamda oturup gelen evrakları imzalamak, Ankara’dan gelenlerin toplantılarına katılmak, akşam mesai bittiğinde de  evine gidip uyumak olmamalı kurum yöneticilerinin işi.

TBMM’de çıkarılan kanunlar ile vatandaşa tanınan hizmetler noktasında ilgili kurumlar ne derece de bilgilendirme yapıyor?

Osmaniye’ye gelen Milletvekilleri yeniden Ankara’ya döndüklerinde partilerinin üst düzey yöneticileri tarafından; “kentinizde çözülmesi gereken hangi sorunları getirdiniz?”diye soruyorlar mı? Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar