20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5095
EURO34.7826
ALTIN2498.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bir elin sesi duyulmaz

Halk hikmetlerimizden bir söz vardır; “Bir elin nesi var, iki elin sesi var!”denilir, duymuş olmalısınız.

Elbette ki iki elin birbiriyle çakışması ile ses çıkar, tek elin sallanması ancak havadaki boşlukta sallanıp durur.

Yeni bir yıla girerken, Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2022 yılında; kendisine, partisine ve ülke yönetiminde iyilikler bekleyen insanlara karşı, hangi Bakanların yararlı veya zarar verdiğini düşünerek hareket edeceğini umut ediyorum.

Bu umudum sadece benim beklentim olmayıp, AKP’yi sevenler, yönetimlerinde görev alanlar kısacağı bu iktidarın sürmesini isteyen kesimlerin konuşmalarından yola çıkarak  gündeme getiriyorum.

Türk-iş Başkanı ve yönetimin 30 Aralık günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret ederek, “Asgari ücrete yapılan artışla ilgili teşekkür ziyareti”nin arka planında ne olduğu beni kaygılandırdı!

Bu kaygımı nasıl yorumlarsanız yorumlayın ama, Emekliler Sendikası’nın kapatılması olayı üzerine yorumları bekliyorum.  EYT’lirin durumu henüz netlik kazanmış değil. Emekli maaşları açıklanmadı ama, DİSK Başkanı  Arzu Çerkezoğlu, emeklilerin yıl içerisinde maaşlarındaki  erimelere dikkat çekerek, emekli maaşlarının en az asgari ücret kadar olması önerilerinde bulundu.

İşgal edilen bir vatanın topraklarında halkın kurtuluş mücadelesi vererek, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmasının önderliğini yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “hakaret etme cüreti gösteren” anlayışlara “ göz yuman” bir iktidar anlayışı sürecini yaşıyoruz.

KPSS’de başarılı oldukları halde; “Mülakat sınavında” elenen gençlerimizin gelecekleri ile oynanırcasına bir yönetim anlayışı kabullenemiyorum!.

İşe girebilmek için yapılan “mülakat veya karşılıklı görüşme” sınavı; bence “Taraf-yandaş-şekil” olarak yapılmaktadır.

Yazılı sınavda gerekli puanı almış olan biri için, ardından yapılan ve adına “mülakat” denilen sınavın arkasında mutlaka bir bit yeniği olabilir.

Mesaisi bitince bir hekim arkadaşımı ziyaret ettim, sohbet ediyoruz. Anlattıklarını dinliyorum: “Tıp Fakültesini bitirince, atanmak üzere sınavlara girdim. Yazılı sınavları kazandıktan sonra ‘mülakata’ çağrıldım.  

Mülakat sınavına kalan 9 adayız. Bir kişi  Hastaneye hekim olarak alınacak ama Seçici Kurul önünde sözlü sınava tabiyiz.  Sorular yöneltildi, yanıtladım ve odadan dışarıya çıktım.  

Sonrasında öğrendim ki,  finale kalan 9 kişi arasında kazanan TEK kişi olmuşum, Bu arada olayın diğer gelişmelerini anlatmak istiyorum.

Benimle aynı sınava giren 9 kişiden biri, sınav Başkanı’nın babası ile aynı evde birlikte yaşıyor. Ortak evde yaşadıkları arkadaşının oğlu ile zaman zaman karşılaşır, üstelik babası ile de günü birlik yemekte buluşuyorlar.

Bu olayı samimiyeti ile  önce babası ile görüşen  Jüri Başkanı; “Ben hak’tan  ve hak edenden yanayım. Benimle aynı evde oda arkadaşımın oğlu bile olsa, haksızlık yapamam! Puanlama sonunda 3 puan senin oğlun kaybetti,  burada yapacak bir şeyim olamaz!”diye konuştu.

Bu Jüri Başkanının kim olduğunu araştırdığımızda, “İnsanlara, tüm canlılara saygı duymak ve hizmet etmek üzere yaratılmış bur kul” olarak yaşantımı sürdüreceğim” dedi.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar