29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3926
EURO35.0917
ALTIN2324.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bir defa, ya da saat…

Yaz saati uygulaması nedeniyle saatleri bir saat ileri aldık. Bu sabah bir saat erken uyandık, erken işe başladık ve erken işten ayrılacağız.

Bir saatin önemini anladınız mı şimdi! Bir saatten ne olacak? Diye düşünenler için bir saatin önemini kısaca sizlerle paylaştım.

“Bir defa olmuş! Veya bir defadan ne çıkar!?”  gibi sözlere baktığımızda, ‘bir defa’nın önemsenmezliği gibi bir algı ile tanımlama yapmak için illaki Bakan olmaya gerek var mı?

Bir defa olmuş diyerek olayları kapatmak istercesine sözler kullananları aklıma getirdiğimde, birinin yüzüne bir tokat vuralım, ardından da özür dileyerek, “Bir tokattan bir şey olmaz”diyelim. Nasıl bir hareket ama!

Bir eylemin bir defa veya birkaç defa olması diye bir yorumlama yapmak insanların kafalarında yeni eylemlerin oluşmasına yol açabilir.

Birinin hırsızlık yaptığını düşünelim, ilk kez bir eşyayı çaldı diye, o hırsızlığı yapan kişiye “bir defa yapmış, bir daha yapmak” diyerek onu af mı edelim!?

Bugünden itibaren saatleri bir saat ileriye aldık. Bir saatten bir şey olmaz gibi düşünmemek gerekiyor.

Sınava gireceksiniz, veya mahkemeniz var diyelim. Bir saat geç kaldığınızda ‘bir saat geçikmekten bir şey olmaz’ diye düşünmek nasıl aklı zorluyorsa, bir defadan bir şey olmayacağını söylemek için de çok iyi düşünmek zorundayız.

Bir sözü üç harften oluşuyor olabilir ama, başlı başına bir sözcüktür. Tek başına olmak, bire bir görüşmek, birdir bir oynamak, birilerine bir şeyler söylemek, birisini karalamak, biri hakkında karar vermek gibi sözleri çoğaltabiliriz.

İki dudağımızın arasından çıkan sözcükleri ölçülü ve tartılı konuşmadığımız zaman başımıza farklı olaylar açabileceğimizi anımsayalım.

Karşınızdaki birine öfkelendiğiniz sırada hakaret ettiğinizde, “Bir defa oldu” diyerek geçiştiremezsiniz!

Öğretmen sınıfta öğrencisine kızarak “1” notu verdiğinde bu öğrencinin bu zayıfı kurtarabilmesi için ne kadar çalışması ve notunu yükseltebilme uğruna vereceği  mücadeleyi düşünün.
Bu sabah saatlerini ileriye almayanlar, bir saat işe geç başladıklarında, kurumlarının Müdürlerinin karşısına çıkıp, “saatimi bir saat ileriye almayı unutmuşum, o nedenle geç kaldım!”diye kendini savunan memuru belki bazı Müdürler hoş karşılayabilir, ama bazı Müdürlerin de bu olayın görev sorumsuzluğu olduğunu düşünerek memuruna kızabileceğini de unutmamak gerekiyor.

Öfkeli birinin tartıştığı kişinin vücuduna tabanca ile bir el ateş edip yaraladığını düşünelim. İfadesinde; “Bir defa sıktım, tek kurşundan bir şey olmadı. Ölmediğine göre cezamı hafifletmenizi istiyorum”diye konuşmasından ne gibi yorumlar çıkarırsınız?

Eşini öldürmek için defalarca bıçak darbesi vuran biri hakim karşısına çıkarıldığında; “Öldürmediğime şükredin!”diye konuşması olaylarının da yaşandığı bir toplumda, huzurlu aile, mutlu toplum profilinin nasıl oluşabileceğini düşünürken, günümüzde “dilin kemiği yok” deyimi ile konuşanların sayılarının artması toplumsal huzursuzluğu tetikliyor gibi kuşkulandırıyor beni.

Bugün de böyle yazdım işte, bir defa değil, ben gazetemizin çıktığı her gün yazıyorum. Ben tersini yapıyorum, saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar