25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.4835
EURO34.982
ALTIN2435.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bilge insanın ardından

Yıllara ömrünü vermek, ömrünü verirken de değerli üretimlerde bulunmak ne güzel bir yaşam olsa gerek.

Değerli bilge insan, Hitit Albesini  çözen Prof. Dr. Halet Çambel’i 8 yıl önce bugün toprağa vermiştik. Bu amaçla o değerli insanı bir kez daha anma adına köşemde gündeme getirmek istedim.

Yıl 1946, Şubat ayında Kadirli ilçemizin Karatepe-Arslantaş’ına geldiğinde Çambel, çok zorluklarla karşılaşır, yılmadan, yıkılmadan uğraş verir.  Anadolu topraklarına gelmesi onun için farklı bir mücadele alanını seçtiğini göstermektedir.

Atatürk’ün isteği ile Hitit uygarlıklarını araştırmaya başlayan Çambel, yaşamının yarısından fazlasını Kadirli, Karatepe’deki höyük kazı çalışmalarına adamıştır.

Uğraşları sonunda bugünkü gördüğümüz Arslantaş Açık hava Müzesi ortaya çıkar. Karateye’ye 67 yıllık ömrünü veren, Çukurova’nın yaşamını yüreğinde özümseyen Çambel, yaptığı kazı çalışmaları sonunda bir kültür, tarih mirası bırakıp Osmaniye’ye göçtü bu topraklardan.

2008 yılında Anadolu halk bilimleri Kültür Derneği’nin “Özgür İnsan ödülü”ne uygun görülen Çambel’in ödülünü O zamanki Osmaniye Valisi Zübeyir Kemelek vermişti.

Çambel elinde bastonu ile yürümeye çalışırken, koluna girenler rahat yürümesini sağlasa da, Çambel yinede dik durmaya ve kendi ayakları ile yürümeye çalışıyordu.

Bir tarihti, bilge insandı ve Hitit alfabesini çözen bilim insanıydı Prof. Dr. Halet Çambel.

Osmaniye’de bir dönem Valilik görevinde bulunan İsa Küçük, Çambel’in uğraşları ve bilgeliğinden etkilenerek, “Halef Abla Destanı” isimli eserini yayınlamıştı.

Vali Küçük, kitabının arka kapağında; “ Bu coğrafyada  destanlar genellikle erkekler üzerine yazıldı. Ya da “Destan yazmak” erkeklere mahsustu.

Şimdi bir kadın; Torosların içinde kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ başında Karatepe’ye gönül, Arslantaş’a ömür vermiş.

Yıl kesip köy basmamış bir kadın. Yaşayıp yaptıklarını taşa toprağa suya, ateşe yazmış bir kadın arkeoloğ.

Halet Abla Destanı, Çukurova’nın doğusunda, Torosların içinde İkibin sekiz Yüz yıllık insan hayatının yalnızlığı, hüznü, acısı, mutluluğu ve umudunu bugün de sürdüren bir ömrün öyküsüdür.”diye devam ediyor.

Çambel, Karatepe’ye geldiğinde, kazı çalışmalarına başladığında köylüler tarafından tepki gördü. Daha doğrusu köylüleri Çambel’in üzerine gönderen bir zihniyet  ortalığı karıştırmaya çalışıyordu.

Kazı çalışmaları öylesine zor koşullarda ve umutla yapıldı ki, bugünkü gördüğünüz eserler ortaya çıktı.

Arslantaş Açık hava Müzesi’ni gezenler görmüşlerdir. 1946’lardaki kazı çalışmaları sırasında kalınan ev ve eşyalar da şimdi birer müzelik olarak yerinde duruyor.

Kazı sonunda çıkarılan eserler ve bir tarihin, kültürün çam kokulu ağaçlar arasından gökyüzüne boy verip yükselmesi Çambel’in bulup ortaya çıkardığı ve Osmaniye’mize kazandırdığı bir güzellik olarak unutulamayacaktır.

 Çukurova’yı seven, Arslantaş’ın anası Prof. Dr. Halet Çambel yaşamının yarısından fazlasını geçirdiği Osmaniye’nin ve tarihimizin Çambel’e vefa borcunun bulunduğunu anımsatmak istedim.

Bu konudaki bir duyarsızlığı önümüzdeki günlerde gündeme getireceğim.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar