Bilen ile bilmeyenlerin arasına, bir de bildiğini sanan insanları getirdiğinizde, gördüğünüz tablonu tahmin edebiliyor musunuz!?
Meslektaşlarımın yüzde 99’unun gündemdeki olayları köşelerinde yazmaya başladılar. Halkın Korona virüs karşısında gerekli önlemleri almaları, duyarlı olmaları ve uzmanların uyarılarını uygulamaları tek beklentimizdir.
Virüsün Türkiye’de yayılmaya başladığının ve ölümlerin olması ile birlikte, “Evde Kal Türkiye!” sloganı geliştirilmeye başlandı. Uzmanların bu önerilerinin ciddiyetine duyarlı insanlarımız özen gösterirken, kendilerini “çok bilmiş” sanan bazılarının uymadıklarına tanık olmaya başladık.
Evde kalınacaktı ancak, günü birlik kazandığı para ile evine ekmek getirmek zorunda olan insanların yaşama direnişi nasıl olacaktı.?
Ülke olarak, 83 milyon nüfuslu Türkiye, böylesi bir tehlikeye hazırlıksız mı yakalanmıştı?
İnsanların Korona virüs tehlikesi karşısında evinde kalacak olması, işini ve aşını düşünme ortamındaki sıkıntılar yaşanırken, bazılarının insanlar üzerinde yaptıkları uygulamaların hiç te hoş olmadığını görmekteyiz.
Umre’den gelip, özel araç tutarak ‘karantina’ gözetiminden kaçmak isteyenlerin, Polis ve sağlık çalışanlarına direndikleri sırada, bu görevlilerin yüzlerine tükürmeleri olayını bu kişilerin; “Ziyaretten geldikleri yerde mi” öğrendiklerini merak ediyorum!?
Manisa’da bir polis memurunun sokağa çıkma yasağını delen vatandaşa karşı davranışındaki sözler ve sonrasında bu Polis memurunun görevden uzaklaştırılması olayındaki gelişmelerin asıl öz’ünü düşünüyorum!
Bilen insan, bilgilerini paylaşırken dinleyenler o kişinin bilgi sahibi olduğu anlar. Bildiğini sananlar ise; sadece konuştukları ve vadettikleri ile karşısındakileri inandırmaya çalışır. Bilmeyen kişi zaten konuşmaz ve konuşulanları anlamadığı için kabullenir.
Dünyadaki ülkelerde yaşayan insanların dini inançları irdelendiğinde, Türkiye’de yaşayanların yüzde 99’unun ‘Müslüman’ olduğu gösterilir. Ancak, ülkemizde yaşayan yüzde 99 olarak bilinen ‘Müslüman’ inancına sahip kişilerin “İslami anlayışı ve Kur’an-ı kerim’de yazılı ayetleri” ne kadar bildiği veya uyguladığı konuşulmaz. Tartışanlar da dışlanır!
Korona virüs tehlikesinin sadece; 65 yaş üstü insanlarda olacağı gerekçe gösterilircesine, Sağlık Bakanlığımız bu yaştaki insanları “Virüslü olacakmış gibi(!)” kamuoyuna lanse edercesine açıklamalarda bulundu.
Süreç içerisinde görüldü ki, İran’da 3 ve 6 yaşlarında, Türkiye’de 33 yaşındaki Dilek, İngiltere’de 21 yaşındaki Chice Middleton isimli kadın Korona virüsten hayatını kaybetti.
İnsanları ve canlıları öldürücü virüs tehlikesi ile mücadele etmeyi, Siyasette halkı inandırmak gibi görmek veya ‘virüs tehlikesini’ siyasi ‘rakip’ gibi görerek hareket etme anlayışı, yönetici konumundaki kişilere büyük sorumluluk ve vebal yükleyebilir!
Camilerdeki toplu namaz kılınması, Cuma namazlarına ara verilmesi, mevlit törenlerinin “Belle süre yapılamayacak “ olması konusundaki önlemlere karşı gelen zihniyetin “İslam” anlayışını ile bilgisi konusunda kuşku duyuyorum!
Günümüzden Bin 300 yıl önce, İslam Peygamberi Hz. Muhammet’in salgın hastalıklarla ilgili görüşleri, Amerika’daki Newsweek dergisinde yayınlanıyor.
Türkiye’de yıllardır “din ve inanç adına” yayın yapan gazete, dergi veya TV kanalları’nda neden göremediğimizi merak ediyorum! Saygılarımla…
