27 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.455
EURO34.829
ALTIN2438.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Ben ile yaşamak

İnsanların kendileri için öncelikli istek ve beklentilerinin önüne geçmek olası olmadığı olaylara sıkça rastlarız

İnsanoğlunun “Ben”lik kavgaları ve istekleri bir türlü eksilmediği gibi, bitirilmesi de zor olur.

Kişilerin sadece kendilerini düşünerek yaşamaları ile çevresindeki diğer insanlara karşı da sevgi ve saygılarının azalmakta olduğunu görebiliriz.

Bencillik adını verdiğimiz, sadece kendisini düşünme, başkalarının haklarına gerektiği yer ve ortamda saygı göstermeme duygularının kültürel bilinçten kaynaklandığı söylenir.

İnsanların yaptıkları eylemler, bir başka deyimle davranış biçimleri eleştirilirken, “kültürel anlayışı” diye söylenir.

Yaşadığı sosyal ve toplumsal çevrenin kültürünü yaşamak ve yaşatmlak önemlidir. Bazı kişiler kendi çevrelerinde yaşadıkları kültürel davranışları, gittikleri yerlerde de yaşamaya çalışır.

Bazı kişiler ise gittikleri yerlerdeki kültürel yaşantıya uyum sağlamaya çalışır.

Çevre ve ailenin önemi sosyal ve toplumsal yaşantı içerisinde ön plana çıkar. Kavgacı, karşısındakinin sözlerine sürekli tepki gösteren, küfürlü ve öfkeli konuşmaları ile beden diline hakim olamayan kişileri gördüğünüzde aklınıza yetiştiği çevre gelir.

Bulunduğu bir ortamda oturup-kalkmasına özen gösteren, karşısındaki kişilerle selamlaşıp el sıkışırken beden diline bakar çevresindekiler.

Giyim kuşamının düzgün olması, bakımlı görünümde olması mı, yoksa toplum içerisinde saygın davranışlar içerisinde bulunan kişiler mi daha çok konuşulur.

Her canlı çevresindekiler tarafından izlenir ve gözlenir. Sadece insanlar gördükleri olaylar karşısında konuşarak tepki verirken, konuşma yeteneğine sahip olmayan diğer canlılar ise bu tepkilerini farklı şekilde ortaya koyarlar.

İnsanlar arasındaki kavganın başlayış biçimi, kültürel anlamda yeterli bilince sahip olmadığından kaynaklandığı söylenir. Tartışma veya konuşma sırasında karşısındakini ikna edebilecek sözcük birikimi olmayan insanların kaba kuvvete başvurduğu anlatılır.

Bu sözleri duyduğumuzda cinayet olayları aklımıza geliyor. Cinayete neden olan olayların başına dönerek düşünüyoruz. Öncesinde herhangi bir konuşma, ardından tartışma, sonrasında da olumsuz olay oluşup oluşmadığını düşünüyoruz.

Son yıllarda gümdenden düşmeyen “kadın cinayetleri” haberlerine üzülüyoruz. Olayların başlangıç ve oluş biçimlerini  kişiler kendilerine göre yorumluyor. Kimileri kadına, kimileri de erkeğe hak veren görüş içerisinde bulunuyor.

Geçtiğimiz günlerde yaşı 80’lerde olan birinin tüfekle önce eşini, sonrasında çocuklarını öldürmesi olayındaki öfkenin başlangıcını düşünüyorum. Bir babayı bu kadar kendinden geçirip, hayat arkadaşı ile dünyaya getirdiği evlatlarını öldürmesi olayı akıllara durgunluk veriyor.

Bir masada otururken gözler ortadaki yiyecek ürünlere çevrilir. “Buyrun” denilmeden, önce parmaklarını tabağa uzatanlardaki “Bencil” davranışı masada oturan kaç kişinin farkettiğini, farkedebilmek önemlidir.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar