25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.4835
EURO34.982
ALTIN2435.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bel fıtığı olanlar arttı!..

Gazete yazılarımda, hakaret ve küfürlü sözcükleri kullanmamaya ve en az olarak kullanmaya dikkat ederim.

Meslek yaşamım boyunca, “emeğimi ve hakkımı gasbeden” belli sıfatları olanlarla ilgili “hakaret” içeren sözcükleri kullandığımın sayısı 41 yıllık meslek yaşamımda 10 rakamını bile bulmamıştır.

Günlük olarak en az üç değişik görüşteki gazete ile Osmaniye’deki yerel gazeteleri okumak benim sabah saatlerindeki kendi ilkelerim arasındadır.

“Dün dündür, bugün de bugün!” zihniyetini farklı yorumlarım. Dün;  dün ise, dünden ders çıkararak geleceğe yönelmek zorunda olduğumuzu düşünürüm.

Son günlerde köşemde hakaret ve küfürlü sözcükler yazmamak için kendimi zor tutuyorum!

15 Temmuz  akşamı ülkemizin üzerinde kara bulutlar uçurmak isteyenlerin, Başkentimizdeki TBMM’ni bombalayanların, Devlet yönetimini ele geçirebilme adına yapılan kalkışmada yaşananları ayrıntıları gazete ve Tv ekranlarındaki haberlerle bilgilendiğinizi düşünüyorum.

Yazımın başlığına dönmem gerekirse, bel fıtığı olanların artış göstermesine bir gönderme yaptım. Aslında bu başlığım şairliğimden gelen bir betimlemeydi anlayabilenlere.

15 temmuz gecesindeki “darbe girişimi” eyleminin öğrenilmesi ile birlikte halkımız sokaklara çıktı, direndi! Bu direniş sayesinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı, Bakanlar ve TBMM’deki Milletvekilleri cesaret aldıkları gibi, “Fetö’nün yıllardır planladığı Dinci Devlet!” darbe girişimi de sonuçsuz kaldı.

Cumhuriyet’imizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Havza’da, 1919 yılı Mayıs ayındaki bir sözünü anımsatmak istiyorum: “ Sessiz durgun, başı eğik kalmayınız, uyanınız.

Milli bağımsızlığımızı çiğniyorlar. Haklarınızı savunmak için birleşiniz. Düşmanın karşısında dikiliniz. Sesinizi duyurunuz. Bütün dünyaya, ‘Ben Türküm, bağımsızlık bana atalarımdan miras kaldı, onu sana vermem’diye haykırınız…”

15 temmuz gecesinin 16 temmuz gününe bağlandığı saatlerde, darbe girişiminde bulunanlara karşı yaşanan Halk direnişi Atatürk’ün bu sözlerini sanırım sizlere anımsatmış olmalı, bilmiyorsanız da bugün burada öğrenmiş oldunuz.

Yıl 2016, Cumhuriyet’imizin kurucusunun yıllar öncesindeki sözlerine ve halk sevgisine inanmayarak, kendilerine göre bir ayrı yönetim biçimi oluşturmak isteyenler, yanıldıklarını sanırım anlamış olmalılar!

Para’nın altına yatanlar, sadece namuslarını değil, geleceklerini ve konakladıkları bile gün olur ellerinden kaptırabilirler. Bu tümceyi kendim yazdığım için tırnak içerisine almadım.

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e halkın desteğini kendine göre yontmak isteyen zihniyet te yanlış yapıyor! Atatürk’ün eserlerini yakmak isteyerek, kendilerine göre bir yönetim şekli oluşturmak isteyenlerin  aklının “fetöcü anlayış ile aynı” olmasından kuşkuluyum!

Ülkeyi yönetenler, en yakınlarını bile seçerken dikkat etmemişse, başına gelecekler karşısında kimi suçlayabilir?

Atatürk’ün bir tümcesini yine paylaşmak istiyorum: “Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır. Geldikten sonra dövünmenin  yararı yoktur..”

Ne diyelim şimdi? Ülke yönetimini ele geçirme adına yapmadıkları hainliklerin şu veya bu şekilde yanlarında olanlar ile bugünlere gelinceye dek arklarına su dökenler, halkın dik duruşu karşısında gözleri fal taşı gibi açıldı.

Bu günlerde; bazı kamu kurum yöneticilerinin ellerini bellerinde yürüyerek görüyorum. “Hayırdır ya; Bel fıtığına mı tutul dunuz!? Yoksa, düzene ayak mı uyduruyorsunuz!?..” Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar