29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3726
EURO34.9703
ALTIN2325.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bekliyoruz…

Beklediğimiz açıklanmayan adayların isimleri değil. Beklediğimiz uzaktan gelecek bir dostumuz, arkadaşımız ve yakınımız da değil.


Ama, öylesine özlemle bekliyoruz ki, uğruna namazlar kılıyor, dualar ediyoruz ve bekliyoruz yağmasını.


Yağmur bekliyoruz tüm güzel umutlarımızla, iyi dileklerimizle.


Son aylarda kurak geçen mevsim, her ne kadar bizlere bahar mevsimi gibi yaşatsa da canlıları, toprak suya aç kalmış durumda.


Çiftçi zor günler yaşamaya başladı, ürününün geleceğini merak ediyor, sabahlara kadar gözlerine uyku girmiyor.


Ektiği ürünlerin verimsiz olması, bu yıl zarar etmesinden kaygı duyan çiftçilerimizin durumu sadece onların kaygıları olmamalı. Bizleri de, yani kentte yaşayanları da yakından ilgilendiriyor.


Bu günlerde pazara gittiğinizde görüyorsunuz, ama azar azar alabildiğiniz patetes, domates ve diğer sebze ve meyvelerin cep yaktığına tanık oluyorsunuz. Gelecek kaygımız, tarlada şu anda ekili olan ürünlerin verimsiz olması halinde başımıza neler geleceğini olmalı.


Tarım ürünlerinin az üretilmesi ile artan fiyatlar mutfağa yansıyor, dolayısı ile de cebe yansıyor. Susama yapılan zammın ardından bir simit Osmaniye’de 75 kuruşa yükselirken, şu anda 70 kuruştan ekmek alıyoruz. Ekmeğe zam yapılması da eli kulağında diyebiliriz. Ekmek yeni zamla birlikte kaç liraya yükselecek? 85 kuruş mu, 90 kuruş mu olacak diye vatandaş merak etmeye başladı.


Bu yağmursuz günlerin devam etmesi durumunda ekmeğin fiyatı bu yıl içerisinde iki kez zam görebileceği kaygısını yaşıyoruz.


Ülkemizdeki tarım ürünlerinin verimsiz olması, havaların kurak geçmesi çiftçimizi perişan ve zarar eder duruma düşürürken, dış alım yapan firmaların yüzleri gülecektir. İthal ürünler ülkemize girecek, bu ürünleri tüketmek zorunda kalacağız.


Şöyle bir 25 yıl gerilere baktığımızda Anadolu topraklarımızda Karakılçık buğdayından yaptığımız bulgurumuz vardı. Şimdi Karakılçık bulgurunu aramakla zor bulduğumuz olayı bir yana, tohumunu bulup ekenleri bile görebilmemiz zor oldu.


Çukurova’nın beyaz altını pamuk tarlalara küstü, ekilmiyor, toprağı kar yığınları gibi süslemiyor.


Mısır tarlalarımız, çeltik tarlalarımıza ne oldu? Portakal bahçelerimiz bile eskilerdeki gibi değil artık. Susamdan zarar eden üreticimiz ekimi azaltması ile birlikte, ithal etmeye başlandı, ardından simit fiyatlarında olduğu  gibi başımıza gelmeyen kalmadı.


Şeker pancarı üretiminde de düşüş gözleniyor. Bu benzeri tarım ürünlerimizin azalması, ekim alanlarının azalması sadece çiftçilerimizin zarara uğramasını değil, kentte yaşayan biz tüketicileri de olumsuz yönde etkiliyor.


Bekliyoruz, sabırla, umutla ve yağmur duaları ile bekliyoruz yağmurun yağmasını ve topraklarımızın, ürünlerimizin yüzünü güldürmesini. Yağmurun gelmesiyle toprağımız ve ürünlerimizle birlikte çiftçimizin de yüzü gülecek, halkın da yüzü gülecek.


Bu bekleyiş yerel seçimlerde belediye başkan adaylarının isimlerinin açıklanmasından daha önemli, daha da candan bir istek. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar