Amerika’dan sözetmek istiyorum. Yıllardan bu yana Türkiye ile ilişkilerinde bazı anlarda “iyi niyetliymiş gibi” görünüp, sağ gösterip sol vuran emperyalist devletten sözedeceğim.
Gün olur dost gibi görünerek hareket etmeye çalışsa da altında yatan şeytanlıkları iyi okuyamayan yöneticilerimiz aldanmış olduklarına da tanık olunmuştur.
Kendisinin tırnağına taş değmemesi için az gelişmiş veya gelişmekte olduğu ülkelerin askerlerini kullanmayı iyi beceren Amerika yönetiminin tutum ve davranışları karşısında neden ilkeli olamadığımızı her zaman ve her dönemde düşünmüşümdür.
Bazı anlar olur ki, ülkeyi yönetenler mikrofon karşısına çıkar; “Hey Amerika kendine gel!..” dercesine yüksek sesle konuşurlar. Bazı anlar olur ki, Beyazsaray ziyaretinde dostluk görüntüleri verilir.
Elbette bunlar diplomatik ilişkiler diye yorumlanabilir ama, ilkeli duruş sergilenmediği zaman Amerika başka ülkeleri kullanmayı seven bir yönetim anlayışını sürdürmektedir.
Ortadoğu ülkelerinde askeri kayıplar vermemek için hangi ülkenin askerlerini buralara gönderdiğini ve bunu da hangi amaç veya sözler vererek yaptığı olayları her zaman tartışma konusu olmuştur.
Son olarak Afganistan’a bakıyoruz. Hava alanının korunması, yani güvenliği için Mehmetçik orada bulunuyor. Amerika kendi askerlerini geri çekerken Mehmetçiğin orada konuşlandırılması olayı doğal olarak tartışma oluşturuyor.
Taliban’ın ülkeyi kan gölüne çeviren ve darbe girişimleri başladığında Amerika’nın tavrına baktığımızda ülkedeki kargaşadan yararlanıp silah satarak para kazanmayı düşünüyordu.
Aynı zamanda iç savaş uzun süre devam etsin, gerek mevcut yönetim, gerekse Taliban militanlarına silah satabilmeyi planlıyordu.
Bir süre sonra Amerika geri adım atmak ve olayları geriden seyretmeyi düşünerek Türk askerlerinin oraya gönderilmesi yönünde planlar kurmaya başladı ve bunu nasıl olduysa başardı.
Taliban’ın ülke yönetimini ele geçirmesine, yani darbe girişimine karşı olanları aklıma getiriyorum.
Daha doğrusu her türlü darbeye karşı olan bir yönetim anlayışındaki devlet yetkililerinin, dün ile bugünkü söyledikleri arasındaki farklılıklar sizlerin kafasında nasıl şekilleniyor?
Taliban ülke yönetimini ele geçirdi, bundan sonrasının ne olacağı bir yana Afganistan’dan kaçarak Türkiye’ye çeşitli yollardan girenlerin olayı tartışılıyor.
Bir ülkeye sığınan veya çeşitli yollarla gelip yaşamaya çalışanların kendi kültür ve ahlak anlayışlarına yaşamak istedikleri zaman toplumsal anlamda huzursuzluk çıkma olasılığı yüksektir.
Mülteci konumundaki kişilerin sosyal hayat içerisinde mahalle aralarındaki konutlarda yaşaması, kendi kültürleri ile yaşadıkları insanların kültürleri arasında çelişki oluşturacağından burada emniyetin huzur ortamını sağlaması da zor olacaktır.
Doğup, yaşadıkları toprakları ve anılarını terkedip kaçan insanların gittikleri yerlerde toplumsal huzur içerisinde yaşayabilecekleri olayı doğal olarak kişiler arasında tartışma oluşturacaktır.
Terörle mücadele verirken, kültür farkı olan insanlarla birlikte yaşarken bir de farklı olumsuzlukların yaşanmamasına dikkat edilmelidir.
Yorum Yazın