28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.3329
EURO35.0539
ALTIN2281.2
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Baykal’ın yaşı…

CHP’de Genel başkanlık ve Milletvekili olarak görevlerde bulunan Deniz Baykal, 25. Dönem Milletvekilli seçimleri sonucunda önemli isim haline geldi.

Seçim sonuçlarına göre tek başına bir siyasi partinin Hükümet kurma olasılığı görünmüyor.

Ancak, TBMM’nin açılışında Meclis Başkanlığı’nı geçici olarak yürütmesi gereken Meclis iç tüzüğünün uygulanması gerekiyor.

Meclis’in en yaşlı üyesi olan 77 yaşındaki Deniz Baykal, yeni TBMM Başkanı seçilene kadar, geçici Başkanlık görevini yürütecek.

Baykal tüzük gereği bununla da kalmayıp Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vekili de olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu süreç içerisinde yurt dışı gezisine çıkması halinde vekaleti Deniz Baykal’a bırakmak zorunda kalacak. Hal böyle olunca bu güne kadar Başbakan yardımcısı bile olma şansını yakalayamayan Deniz Baykal, “Cumhurbaşkanı vekili” olarak devletin zirvesine gelmiş olacak.

Deniz Baykal, en yaşlı Milletvekili olmasının şansını burada yakalarken, geçici TMBB Başkanlığı süreci içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışına gider de vekilliği bırakır mı, bırakmaz mı o merak konusu haline geldi?

Yaşanan süreç içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, vekilliği Deniz Baykal’a bırakmama adına yurt dışı gezilerini erteleyebileceği kulislerde çok konuşulur oldu.

Milletvekilleri bu arada mazbatalarını alıyorlar. Meclis toplanacak, yemin yapılacak ve Milletvekilleri görevlerinin başında olacaklar.

Seçimlerden iki gün önce Diyarbakır’da yaşanan üzücü provakasyonun ardından, yeni bir provakasyon dalgasının yaşanması, akıllarda farklı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

Ülkede karışıklıkların oluşması veya oluşturulması için bu günleri beklemenin altında bir takım gerçeklerin yattığını önceden sezinlemek ve düşünmek gerektiğine inanıyorum.

Yaşanan olayların ardından bir takım örgütlerin üzerinde ihalenin kalması için açıklamalar yapılıyor. Bu açıklamalar yapılırken hesap edilmeyen görüşler olup olmadığı düşünülmeden sözler ağızdan çıktığı gibi havaya yayılıyor.

Oysa açıklamalar yapılırken, eylemlerle ilgili bir takım örgüt veya grupların isimleri verilirken, “onların, diğerleri ile aralarında ne gibi husumet veya çekişme olup olmadığı” yönündeki akıl süzgecinden geçirilen tahminlere neden yer verilmiyor.

Son yıllarda Güneydoğu’da yaşanan olaylar, son birkaç yıldır ortaya çıkarılan grupların eylemleri, kan akıtılması, çatışmalar ve acımasızca can alınmasının özüne neden inilmiyor?

Bu iki grup arasındaki çatışmaların arkasındakiler kim veya kimler? Desteklerinin kim veya kimler olduğu yönde bir takım öngörüler olsa da, eylemlerin belli zaman dilemlerinde ve sanki seçilerek yapıldığı gözden kaçmıyor.

Tam da seçimlerin sonuçlanıp, iktidarın yeniden Hükümeti kuramayacağının anlaşılmasının ertesi gününde yaşanan olaylar; “Ülkede istikrar bozuldu!” demeye mi getirilmek isteniyor.

Halkımız, duyarlılık ve sağduyu içerisinde olayları izlerken, gelecek tehlikelerin de nereden ve kimler tarafından gönderildiğinin bilincinde hareket ediyor. Halkımızı birbirine düşürebilmek isteyenler bu özlemlerine kavuşamayacaklardır. Seçim sonuçları da bu sinyali verdi, anlamadınız mı? Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar