160x600
26 Haziran, 2025, Perşembe
DOLAR38.7786
EURO43.8944
ALTIN4143.5
Murat Deniz Demirci

Murat Deniz Demirci

Mail: [email protected]

“Başkan Babamızın Sonbaharı”

“Törende o alkış tufanında, gerçek yurtseverlerle sahteleri birbirlerinden ayırt edemiyordu tabii, Allah kahretsin, en büyük yaygarayı koparanların, yaşa, aslan diye haykıranların en tehlikeli hainler olduğunu o zaman nereden bilebilirdik."

Kolombiyalı ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez’in 1975 yılında yazdığı ünlü romanı “Başkan Babamızın Sonbaharı” romanını bilirsiniz.

 

Márquez bu fantastik evrende, klasik bir diktatör portresiyle aslında hayali bir ülkenin hayali bir başkanının portresini ortaya koyar.  

Kitabın asıl vurucu olan noktası ise kendisini çok yüksekte zanneden başkanın asıl gücünü, kudretini kendisine biat edenlerden almasıdır.

Bu bağlamda, "Başkan Babamızın Sonbaharı," güçlü liderlerin ve toplumların içine düştüğü tehlikeli bir döngüyü anlatır.

Marquez, güçsüzleşmiş bir toplumun kör biat kültürü içinde gerçek hainleri tanıyamamasının sonuçlarını gösterir.

Kitap, liderlerin sadece biat edilenlerin gözünde güçlü olduğu gerçeğini yüzümüze çarpar ve güç ilişkilerini sorgular.

Bu açıdan bakıldığında Başkan Babamızın Sonbaharı, basit bir romanın dışında –bizim de toplum olarak çok sevdiğimiz- güçlü liderler tarafından okunması gereken bir “el kitabı” haline geliyor. 

"Başkan Babamızın Sonbaharı," bir romandan çok daha fazlasıdır. Toplum olarak güçlü liderlere olan düşkünlüğümüzü sorgular ve kör biat kültürünün yarattığı tehlikelere dikkat çeker.

Marquez'in eseri, güç, biat ve hainlikle ilgili derinlemesine bir anlayış sunarak, okuyucuları düşünmeye ve toplumsal dinamiklere eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmaya davet eder.

Muhalefet neden dağınık?

Sahip oldukları uzlaşma ve ilkeler ortaklığını en az zararla 14 ve 28 Mayıs seçimlerine kadar taşıyan muhalefet, seçimlerin hemen ardından dağıldı.

Temelde “reis” kültüne karşı bir karşı çıkış olan fakat kendi içinde de farklı “reisleşmelerin” olduğu Millet İttifakının bileşenleri, 31 Mart seçimlerine de aynı dağınıklıkta gidiliyor.

Genel seçimlere az bir süre kala İYİ Parti lideri Akşener’in başlattığı huzursuzluğun somutlaşıp onu haklı çıkarmasına rağmen İYİ Parti’de başlayan çözülme, ülke genelindeki teşkilatları, doğal olarak Osmaniye’yi de etkilemiş durumda. 

Geçtiğimiz hafta bizim medya mahallesinde, siyasiler tarafından hatta kahvehanelerde bile en fazla konuşulan konu, Aktürk ve Karayiğit’in İYİ Parti saflarından ayrılması oldu.

Parti teşkilatı, giden üyelerin yerine yeni üyelerin kayıt olduğunu sürekli olarak paylaşarak -doğal olarak- partide herhangi bir kan kaybı yaşanmadığı mesajını veriyor. 

Ne olursa olsun muhalefet bileşenleri 31 Marta dağınık bir şekilde gidiyor. 

31 Mart seçimlerinde muhalefetin kazanması için tek bir şart var: asıl güçlerinin farklılıklarından geldiğini ve uzlaşabildiklerinin farkına varmaları…

Eğer bunu başarırlarsa, o zaman gerçekten bir sürpriz yaratabilirler.

Ama başarmazlarsa, o zaman dağınıklıkları sayesinde Cumhur İttifakının yeniden kazanmasına yardımcı olacaklar.

İşte bu yüzden, 31 Mart seçimlerinde muhalefetin kazanması için en büyük engel yine kendileri.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar