25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5006
EURO34.9308
ALTIN2433.7
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Basını önemsemek

Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara, “Çalışan Gazeteciler Günü” nedeniyle Öğretmenevi’nde yemekli bir toplantı düzenledi.


Akşam yemeğini bir kenara bırakıp diğer konulara geçmek gerekirse, emekli gazetecilerimizden Abdullah Yalınkılıç’ın 1976 yılında TRT Çukurova Radyosu’nun yarışmasına katılıp, 150 yarışmacı arasında okuduğu TSM eseri ile birinci geldiğini o toplantıya katılıp da bilmeyenler de öğrenmiş oluyordu. Yalınkılıç aradan geçen onlarca yıl sonrasın da yarışmada kendisine birincilik kazandıran eseri de yorumlaması duygulu anlar yaşattı.


Gelelim odanın diğer görünümlerine. Basın mensupları oldukça kalabalıktı, 60 dolayında basın çalışanı masaları doldurmuşlardı. Osmaniye il merkezi olarak ne kadar bol basın çalışanımız var diyenler oldu. Öyle ya, o kadar kalabalık olduğumuz için olsa gerek kent merkezinde 4 ayrı basın meslek örgütüne sahibiz.


Başkan Kadir Kara sahnede konuşurken arkasında, Osmaniye’deki tüm gazete, radyo ve televizyon isimleri yazılıydı. Burası da Belediye basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün bir inceliği olsa gerek.


Belediye Başkanı sıfatı ile toplantıyı düzenlediğini vurgulayan Başkan Kara, konuşmalarında özeleştiri veriyordu. Burası da yine farklı bir incelikti. Her siyasetçi dönemi biterken özeleştiri verme inceliğini gösterebilir miydi?
Hatalarını, kusurlarını, eksik ve aksaklıklarını kabul eden Kara, insanların hatalar yapabileceğinin altını çizerken, hiçbir basın mensubuna kendisini eleştirdiği için kırılmadığını söylerken, aklıma başka siyasi partilerin yetkilileri geldi. Kırılıp küsen, basın arasında taraf tutan, tanımayan veya tanımak istemeyen siyasiler ile kendilerine yapılan eleştirilen karşısında kükreyip, farklı konumlara giren siyasiler aklıma geldi.


Burayı da geçelim. Belediye Başkanı Kara, basın çalışanlarının gününü kutlarken, karınca kararınca birer ödül vermeyi uygun görmüştü. Kendi elleriyle sundu bunları. Ödüllerini alan basın mensuplarının çoğunluğunun teşekkür konuşmalarının farklı anlamlara çekilebilecek sözcükler olduğunu düşündüm. Açıktan Başkan Kara’nın yanında yeralacaklarını, yani taraf olduklarını belirten konuşmaları duyduk. Oysa basın halktan, yani yönetilenlerden yana tavır almalı diye düşünüyorum.


Yandaş medya dediğimiz olaylar, gazetelerin sütunlarına yansırken, herhangi bir toplantıda bunu sözlü olarak, eline mikrofonu alarak söylemenin daha farklı eleştiriler alacağını düşünüyorum.


Bunu da geçelim ve gelelim Başkan Kara’nın özenli seçtiği hediyelere. Basın çalışanları için önemli hediyelerdi bunlar, anlamlıydı aynı zamanda. Kalem, gördüklerimizi yazabilmemiz ve bizim silahımızdı. Ajanda, tarihi takip edebilmemiz içindi. Bulunduğumuz hava derecesini ölçmek için ısı ölçer, çalışmalarımızın başarısı için plaket, müziksiz yaşamın düşünülemeyeceği ve sesli habercilik sisteminden yararlanabilmemiz için mini radyo ve haberleri dosyalayabilmemiz için flaş bellek ve anahtarlık.


Her birinin yaşamımızda farklı bir gereksinim yeri bulunduğunu düşünerek özenle seçilmişti.


Birileri, “kimin parası ile kime hediye veriyor?”diye yorumlar getirse de, bir sap karanfil bile olsa halkın sesinin anımsanması, günlerimizin kutlanması inceliğinin gösterilmesi meslektaşlarımı mutlu etmeye yetmişti.


Parti yöneticilerinin kayın babaları bile öldüğünde bize mesaj çekenler, “Çalışan gazeteciler Günü”müzü kutlamak için aynı telefonlarımıza mesaj çekmemişlerse, asıl böylesi duyarsızlara susanların yapılan güzelliklere kılıf bulmaya hakları olamaz. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar