19 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5741
EURO34.6794
ALTIN2501.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

“Basın bayramı!” mı?

Bugün basından sansürünün kaldırılışının 104. yıldönümü nedeniyle, “Gazeteciler ve Basın bayramı” olarak biliniyor, kutlanıyor.


Basın ve sansür, gazeteci ve çalıştığı basın organları. Radyo, televizyon ve gazetelerde  çalışan basın emekçileri için bugün önemli bir gün olarak adlandırılır, bu gün için çeşitli kutlama mesajları yayınlanır.


Normal günlerde basında kendilerini eleştiren yazılar yayınlandığında tahammül edemeyip mahkemelere dava açanlar, böylesi bir günde kendi isimlerinin kamuoyunda duyurulması için “kutlama mesajları” göndermeden de geri kalmazlar.


Basından sansürün kaldırılması demek, özgür basın çalışanların kalemlerini rahat şekilde kullanabilmesi anlamına gelir. Basından sansür kaldırılalı 104 yıl olmuş, aradan geçen bir asrın üzerindeki yılların ardından bugünle geldiğimizde gerçekten basından sansür kaldırılmış diyebilir miyiz?


Kamu yöneticilerini eleştirdiğimizde basın çalışanı mahkemeye verildiğinde zor anlar yaşanıyor. Kamu yöneticisi hata yapamaz mı, kamu yöneticisinin yaptığı her eylem doğru sayılabilir mi? Eleştiriler doğruyu bulmak için denilir ama, basın çalışanı bir hatayı gündeme getirdiğinde ise kendisini mahkeme kapısında bulabiliyorsa, basından sansürün kaldırıldığını nasıl söyleyebiliriz.


Türkiye’nin Avrupa yakasındaki bir İl veya ilçede yaşanan bir olayla ilgili, “haber yapılmaması” yasağı getiriliyor bizlere. Davaya konu olan olayın Avukatı ilgili yerlere başvurup, müvekkilinin psikolojik veya başka nedenleri gerekçe gösterip haberlerinin yayınlanmamasını istiyor. Bu olayla ilgili haber yasağı, 81 ildeki gazetelerin Yazı İşleri müdürlerine iletmek için görevli polis memurları ellerinde imzalatacakları yazı metniyle birlikte dolaşıyorlar. Edirne ilindeki bir olayın bizden haberinin yayınlanmaması istenirken, Osmaniye ili ile ilgisi olmadığı halde bizlere bu yazı metni veriliyor. 81 ilin ilçeleriyle birlikte bu haber yasağı metnini dolaştıran polis memurlarının toplam sayısını aklımıza getirdiğimizde, bir haber için memurun neler yaşadığını anımsıyorum.


Kamu görevlisi vatandaşa istediği gibi davranabilir, ancak vatandaş buna karşılık verirse; “Kamu görevlisine hakaret”ten dava açılabildiği gibi, bu durum haber konusu yapılıp gazetede yayınlandığında da haberi yapan gazeteci zor durumda kalabiliyor.


Bir kamu görevlisine 10 yılın üzerinde aynı görevde kalmasının altında nelerin yattığını, böylesi uzun süre nasıl aynı kentte ve aynı görevde kaldığını yazan gazeteci mahkemeye verilebiliyor, ceza alabiliyor.


Basından sansürün kaldırılmasından sözediliyor, bugün güzel sözcüklerle günümüzü kutlayacaklar. Bir çok ilde basına tanınan bazı olanakların Osmaniye’de tanınmamasını da anımsayabilseler. Yandaş ve karşıt gazeteler oluşturarak kendi çıkarlarını düşünen bazı yöneticiler basına “eşit” bakabilme düşüncesini kendilerinde görebilseler.


Günün 24 saati görevli konumdaki meslektaşlarımın, “Yıpranma payı” ellerinden alınırken, alınan hakkın yeniden verilmediği bir ülkede “basından sansürün kaldırılması”nın tartışılabilirliğini anımsatmak istiyorum. Haber ajanslarında çalışan arkadaşlarımın ay sonunda ellerine geçen prim miktarını bilmiş olsanız, Basın’ın bayramı mı olur? dersiniz. Tüm meslektaşlarıma sabır, başarı ve sağlıklı çalışmalar diliyorum. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar