Gönlümün tepelerinden bir selam harmanladım,
Sevda balonumla havalandırıp,
Muhabbet rüzgarımla ovana indirdim.
“Benden selam olsun gönül yarama
Sakın uzaklarda sanmasın beni” diyerek mesajlar yolladım.
Ne selamımı aldın ne mesajımdan anlıyorsun,
Seni delice seven benim ama çok garip” Göremiyorsun,
Hiç bilmediğin, adını duymadığın ellerde arıyorsun beni,
Ne muhabbet rüzgarımı hissediyorsun,
Ne sevda balonumu görebiliyorsun,
Gözlerime bakıyorsun, aşkımı göremiyorsun
Ve ben dertleniyorum işte güzelim.
“Ne sevdiğin belli, ne sevmediğin” türküsünü söylüyorum,
“benim derdim bana yeter” demeyim de ne diyelim söylesene?
Bu halde beni bana bırakmıyorsun,
Haberli geçiyorsun yanımdan, habersizmişsin gibi,
Sana nasıl yandığımı biliyorsun,
Gönül gözünle bakmadığın belli bir tanem,
Uyuduğumda rüyalarımın mutlaka bir yerindesin,
Ayıkken gördüğüm her simada sen varsın.
Bilemedim; hangi dağın bülbülüsün gülüsün?
Sana tutkunluğumun nedeni nedir?
Söküp atsam şu gönlümü kar eder mi?
Sıla gurbet olur, gurbetse yurda
Başım döndü, yaşım döndü, dilim sözünden döndü
Artık bağışlayamam seni… affetmeyi unuttum.
Bende ne saz kaldı ne de gül
Hem incinir, hem incitirim artık.
Aşkın sazında notalar karışır oldu, nağmelere kargalar güler,
Gül’ün nazı şöyle dursun, ne dal kaldı ne diken…
Ben cezamı kendim verdim güzelim; Ferhat gibi,
Sen rahatsın belki ama benim efkarım pazara sığmaz.
İşin aslı nedir bilir misin gönül yaram?
Sen bakar körmüşsün!...
Sevda balonumla havalandırıp,
Muhabbet rüzgarımla ovana indirdim.
“Benden selam olsun gönül yarama
Sakın uzaklarda sanmasın beni” diyerek mesajlar yolladım.
Ne selamımı aldın ne mesajımdan anlıyorsun,
Seni delice seven benim ama çok garip” Göremiyorsun,
Hiç bilmediğin, adını duymadığın ellerde arıyorsun beni,
Ne muhabbet rüzgarımı hissediyorsun,
Ne sevda balonumu görebiliyorsun,
Gözlerime bakıyorsun, aşkımı göremiyorsun
Ve ben dertleniyorum işte güzelim.
“Ne sevdiğin belli, ne sevmediğin” türküsünü söylüyorum,
“benim derdim bana yeter” demeyim de ne diyelim söylesene?
Bu halde beni bana bırakmıyorsun,
Haberli geçiyorsun yanımdan, habersizmişsin gibi,
Sana nasıl yandığımı biliyorsun,
Gönül gözünle bakmadığın belli bir tanem,
Uyuduğumda rüyalarımın mutlaka bir yerindesin,
Ayıkken gördüğüm her simada sen varsın.
Bilemedim; hangi dağın bülbülüsün gülüsün?
Sana tutkunluğumun nedeni nedir?
Söküp atsam şu gönlümü kar eder mi?
Sıla gurbet olur, gurbetse yurda
Başım döndü, yaşım döndü, dilim sözünden döndü
Artık bağışlayamam seni… affetmeyi unuttum.
Bende ne saz kaldı ne de gül
Hem incinir, hem incitirim artık.
Aşkın sazında notalar karışır oldu, nağmelere kargalar güler,
Gül’ün nazı şöyle dursun, ne dal kaldı ne diken…
Ben cezamı kendim verdim güzelim; Ferhat gibi,
Sen rahatsın belki ama benim efkarım pazara sığmaz.
İşin aslı nedir bilir misin gönül yaram?
Sen bakar körmüşsün!...