20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Baharın uyandırdıkları

Nisan ayı ile birlikte baharın güzellikleri yaşanmaya başlarken, havaların da ısındığını fark etmeye başladık.


Sadece havalar mı ısınmaya başladı, yerel seçimlere bir yıl kala, siyasette ısınıyor artık.


Yerel yönetimlerde çalışmalar yoğunlaştı, geçtiğimiz yıla kadar yeniden aday olmayı düşünmeyen mevcut Belediye Başkanları, önümüzdeki seçimlerde yeniden aday olabilmenin hesaplarını yapmaya başladılar. 3, 5 yıl yatıp, halkın sorunlarına yüzeysel anlamda bakan,  arandığında telefonlara bile çıkmayan bazı Belediye Başkanları 2014 yerel seçimleri için kolları sıvamış durumda boy göstermeye başladılar.


O koltuk tatlı demek ki, o koltuğa oturanlar kimseye bırakmıyorlar demek ki. Siyasete bulaşanlar kolay kolay bırakmak istemezler. Milletvekilliğini verirsin, Bakanlık ister. Bakanlık verirsin Başbakanlık ister. Başbakanlık verirsin Cumhurbaşkanlığı ister. Böyle bir siyaset anlayışı içerisindeyiz. Siyasetçi olmanın kolay olmadığını yaşayanlar iyi bilirler.


Osmaniye’de siyaset yapıp, koltuğundan ayrıldıktan sonra da kentte yaşamayanlardan biriyle görüşüyorum. Siyasetçilerin kentte kalmayıp, Ankara’ya yerleştikleri, vatandaşın arasından kaçtıkları konularla ilgili konuşurken, o siyasetçinin ilginç bir gerekçesini öğrendim.


Siyasetçi bunu bana anlatırken, sadece kendisi için değil, kenti terk eden diğer siyasetçiler için de söylüyordu.


Bakın, siyasi yaşamında koltuğu bıraktıktan sonra Osmaniye’de kalmayan siyasetçilerin gerekçesi neymiş, sizlerle paylaşmak istiyorum.


Siyaset yaptığı sürede insanlar hizmet beklerler, koltuktan ayrıldıktan sonra da aynı hizmetin değişik yöntemlerle devam etmesini isterler. Düğünler de, cenazeler de ve diğer etkinliklerde davet edilir ve gelmesi beklenir. Çocuğunu işe girdirmek için o siyasetçinin kapısı aşınır, maddi ve manevi ihtiyaçlar da yine o siyasetçi rahat bırakılmaz.


Hafta da en az 4-5 davetiye gelir, siyasetçi bu davetlere gitmek zorunda hisseder kendisini. Vatandaş o siyasetçinin siyasete devam edeceğini düşünür ve yakasını bırakmaz. Koltuğunu bırakan siyasetçi tüm bunlardan uzaklaşmak için kendince en iyi olanı seçer. Ankara yaşanabilecek memur kenti olduğu için kentten uzaklaşıp Ankara’ya yerleşir. Bayramdan bayrama da Osmaniye’ye gelerek hemşehrileri ile görüşür bu da ona göre daha ekonomik olur.


Eğer Osmaniye’de kalsa, yaşamaya devam etmiş olsa, bir vatandaşın işini yapmadığı veya düğününe gitmediği zaman, ‘burnu büyümüş’ sözünü söylerler.


Bu ve benzedi görüşleri konuştuk o siyasetçi ile. Kendince haklılık payı da yok değildi. Bir kez siyasete girmişseniz, vatandaş yakanızı bırakmaz. Sizden bir isteği vardır, telefonunuzu çaldırır-kapatır, sizin aramanızı bekler. Koltuk sahibi iken elinizdeki aynı yetkilerin varolduğunu ve devam ettiğini düşünerek isteklerde bulunur. Zaten koltuğunuz elinizden gitmiştir, can sıkıntı içerisinde, burnunuzdan solumaya başlamışsınız. Vatandaş bu halinizden anlamaz, isteklerini sıralar ve peşinizi bırakmaz.


İşte bu nedenle siyasetçiler koltuklarını bıraktıkları zaman Osmaniye’de yaşamıyorlarmış, bunu öğrendik. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar