29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3898
EURO35.0768
ALTIN2326.0
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Babalarla yaşamak

Babanın yokluğunu, ancak babasının ölümünü yaşayanlar anlayabilir. Bir insanın babası  “bir kez” ölür.

Babasını toprağa veren insan ne kadar dirençli olursa olsun, mezarlıktan evine gelip te, akşam sofrasına oturduğunda; bir daha dönmeyeceğini anlar.

Bir cenaze evinde oturuyoruz, evlatlar üzüntü içerisinde. Başsağlığına gelenlerden biri ise  “fıkralar” anlatıyor, bazı anda da gülüyor.

Cenaze evine “saygısızlık” diye düşünerek yanına yaklaşıp sordum; “Sen baban sağ mı, ölü mü?”

Gayet sakin şekilde sorumu yanıtladı:-“Hangi babamdan sözediyorsun!?”

Şaşırmıştım, kaç babası olduğunu sordum. Yine aynı pişkinlikle yanıt vermeye ve anlatmaya başladı.

-“Birincisi, yani biyolojik babam, ben 2 yaşındayken ölmüş, anımsamıyorum bile. Annem başka biriyle evlenmiş, üvey babam ise 15 yıl oldu öleli. İlkokuldan sonra okumadım, tamirci çırağı oldum.

Ustam bana iş öğretti, ailemize sahip çıktı, ihtiyaçlarımızı karşıladı. Ustamı da babam gibi sevdim. Sizin anlayacağınız üçüncü babamı da 7 yıl önce kaybettim. İkna yeteneğim iyidir, azı laf yapan biriyim.

Bir gün seçimler öncesi bir partinin başkanı ile tanıştım. Babacan bir adamdı, beni partisinin Genel Başkanı ile tanıştırdı. Elini uzattı, öptüm. Bana “oğlum” diye hitap edince, herkes gibi ben de ona “baba” demeye başladım.

Gün geldi o baba bildiğim insanı da kaybetmenin üzüntüsünü yaşadım, ağladım ve babasız kalmanın acılarını yaşadım.”

Anlattıkları bir anılı öykü gibiydi. Sözünü keserek yine sordum:-“Şu an da babasız kaldığını mı anlatmak istiyorsun?”

Sözünü kesip te araya girdiğime öfkelenen vatandaş birden ayağa kalktı; -“ Sen ne diyorsun be adam! Benim babamın boyunun yarısına eremezsin! Merhameti dilinde, çevresindeki dizginleri elinde, adaleti yüreğinde.

Daha doğrusunda dininde ve imanında  yaşayan bir babam daha var ki, sağ salim hayatta! Allah benim ömrümü alıp ona versin isterim!...”

Buz gibi kesilmiştim. Bir insanın kaç türlü babası olacağını hesap etmeye başladım. Bu arada bizi dinleyen birkaç kişinin de benim gibi kaskatı kesildiklerini farkediyordum.

Cenaze evindeki arkadaşlar ziyaretin yeterli olduğunu anımsatarak  vedalaşıp kalkmamız gerektiğini söylediler.

Cenaze evinden kalktıktan sonra yolda yürürken arkadaşlarımız sessizlik içerisindeydi. Kimse konuşmuyor, herkes başını yere eğmiş düşünceli halde kafalarının içini karıştıran soruları çözmeye çalışır gibiydiler.

Arkadaşlar birbirimizden ayrılırken gözgöze geldik, el  sıkışırken hepimizin bakışlarında sanki aynı duygu ve düşünce vardı.

Bir arkadaşım veda ederken suskunluğumuzu bozmak istercesine; -“Sizlerin kaç babası var!?”diye ortaya bir soru sordu.

Sessiz kalamadım:-“Senin hiç baban öldü mü?”

Doğumlarda bebekler ağlar, ölümler de ise sevenleri ağlar….

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar