26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.4447
EURO34.7287
ALTIN2441.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Baba ile Çocuk!..

Evlattır O, senin eşinle birlikte birkaç dakikalık zevkin sonunda veya Allah’dan dua ederek isteyip dünyaya gelen bir candır!

Vatan topraklarımızın birlik ve bütünlüğü, bu ülkede yaşayan insanlar arasında ayrımsız, kişi kayırmadan, insanlar ötelenmeden ve çeşitli isimlerle gruplar oluşturularak ülke yönetimine ihanet edilmeden yapılan her etkinliğe destek vermeye hazırım.

Bu köşemde yazdıklarım, yetkililerin görevlerindeki eksik veya aksaklıklarını anımsatma ve uyarı şeklinde olduğu gibi, kendi görüşlerimi de dile getiriyorum.

Benim yaşam tarzımı eleştiren, ancak yaşamımdaki hangi olaylarla ilgili tek sözcük yazmadan bana “Kur’an-ı Kerim-i okumamı öneren” soytarı kılıklı birileri bazı anlarda karşıma çıkabiliyor. Onlar ki, bu vatanın kurtuluşunda şehit olan atalarımızı tanımadıkları gibi, işleri güçleri inanç üzerinden para kazanmak olarak yaşadıklarının da “Müslümanlık” olduğunu sanıyorlar!

Böylesine soytarı kılıklı zatlarla karşılaşabiliyorum ve oğlum Onur’un şeyine diyerek takmıyorum! Herkes önce kendisinin nasıl yaşadığına bakmalı!

BABA İLE ÇOCUK!

10 Eylül Cumartesi günü saatler 11.55’i gösteriyordu. Tütün ürünleri satışı yapan bir esnafın önünden geçerken, dudakları arasında sigarasını tüttüren, sakallı bir kişinin eğilerek 3-4 yaşlarındaki bir erkek çocuğa tokat atarken küfürler yaptığını gördüm. Çocuğun yanında da başı kapalı bir kadın duruyor, eşinin çocuğa tokat vurmasını engellemek yerine, “F… suratına vurma, ellerine vur!”demekten başka bir eylem yapmadan olayı seyrediyordu.

Kaldırımda yürürken bu olayı görünce kenara çekilip izlemeye başladım. 3-4 yaşlarındaki erkek çocuğun babasının vurduğu tokatlar karşısındaki suskunluğu ile elma gibi kızaran yanaklarına bakıyordum.

Çocuk bu ya! Vitrindeki bir ürüne parmakları ile dokunmaya çalışıyordu. Camlı olan vitrindeki ürüne parmakları ile dokunan çoğunun yaptığı harekete sinirlenen babası bu nedenle yanaklarına tokat vuruyordu!
Çocuk yanaklarına yediği tokatlardan dolayı tepki vermiyor, hatta ağlamıyordu bile. Annesi ise “suratına vurma, ellerine vur!” diyerek sadece seyrederek konuşuyordu. Baba, dudaklarında sigarasını tüttürüyor, ağzından küfürlü sözcükler çıkıyor ve tütün tattırıyordu.

Küçücük çocuğa vurulan tokata dayanamadım, ilerleyip çocuğun başını okşayarak kenara çekerek kaldırımdan yürümek istedim. O sırada baba, çocuğunu bir tokat daha vurarak, “ Kenara çekilsene salak! Adam geçecek!” diyerek hırpalamaya çalışırken annesi de babayı seyrediyordu.

Durdum ve adamın karşısında gözlerine baktığımda içimden hiç elektrik akımı gelemiyordu. Bileğinden tuttum ve “Bu çocuk senin mi, yoksa üvey evlat mı!?”diye sordum.

Adam sustu ve öz evladı olduğunu söyledikten sonra, “Benim çocuğumu dövmem seni ne diye ilgilendiriyor!?”diyerek tepki gösterdi.

Çocukların aç kalması, dövülmesi, çalıştırılması, ilgisiz kalmasına karşı olduğumu söylemeye çalışırken, adam sözümü keserek; “Bu dinimizin kuralı! Çocuğunu bugün dövmeyen, yarın dizini döver!” dedi.

Çocuk dövmenin veya onu vurmanın çok önemli bir gerekçesinin bulunduğunu düşünüyorum. Bir çocuk parmak ucuyla bir eşyaya dokunmuşsa, kırmamış dökmemişse, zarar vermemişse sadece merak ettiği için öylece bakmışsa o çocuğu dövmenin bir anlamının olduğuna inanmıyorum.

Bilmem, sizler nasıl düşünüyorsunuz? Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar