24 Nisan, 2024, Çarşamba
DOLAR32.5749
EURO34.8709
ALTIN2431.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Aziz Nesin’i anımsamak!..

Okumuyorsan ya da okumak yerine başkalarını dinleyerek yaşamak istiyorsan; benim inançlarıma düşüncelerime karışma!..

Yıllardır birileri ‘oku’du, başkaları da dinledi, ancak okunanları farklı şekilde dinletenlerin sayesinde dinleyenler koskoca devlet büyüklerimizin sözü gibi “haşhaşi” olarak yaşamaya başladılar.

Ünlü yazarımız Aziz Nesin bir yazısında veya söyleşisinde; “Türk halkının yüzde 30 (!)unun APTAL olduğu”yönünde tümce kullanmıştı. Yazar Aziz Nesin’i o gün anlayamayanlar, okumadan başkalarının sözleri ile tepki göstermişlerdi. Hatta Aziz Nesin’in idam edilmesi yönünde yazılar yazmaya başlayan köşe yazarları, konuşmalar yapan siyasetçiler, en yakından bildiğim ise Osmaniye kent merkezinde başı sarıklı bir kuruyemişçi tablasına el yazısı ile yazdığı “Aziz Nesin’in katli vaciptir!”yazısı asması ile birlikte polis tarafından karakolu götürülmesi olayıydı.

Ünlü yazar Aziz Nesin’in  ne demek istediğini iyi okuyamayan ahmaklar, okuduklarını anlamak istemeyenlerin ya da farklı yönlere çekmek isteyenlerin  yayınları sayesinde ‘kışkırtıcı çevre edinme’ yöntemleri ile palazlanmaya çalışıyorlardı.

Aziz Nesin’in anlatmaya çalıştığı insanların okuyarak beyinlerini geliştirmeleri ve yaşamın gerçeklerini görebilmeleri adına uyuşuk davranışlar içerisinde bulunmalarını dile getirmek istemesiydi. Aziz Nesin’e en çok tepkiyi “Müslüman olduklarını söyleyerek kentte isim yapmış olanlar” gösteriyordu. Oysa Kur’an-ı Kerim’in ilk ayetinin OKU olduğunu anımsamıyorlar mıydı, veya anımsamak mı istemiyorlardı ya da bu ayeti okumamışlar mıydı?

Gün oldu, yaşam devam ederken Aziz Nesin’in rahmetle anıldığını ve o günkü koşullarda haklı olduğunu anlayamadıklarını, yıllar sonrasında Aziz Nesin’in haklı çıktığını belirten bir konuşmayı yapan siyasetçiyi dinlerken; “Mustafa iyi yoldasın, yine haklı çıktın yılmak yok yola devam!” diye kendimi teselli etmeye çalışarak, sol göğsümdeki yüreğimin başını okşadım.

Osmaniye’deki olayları olumlu veya olumsuz şekilde bu sütunlarda ve daha önceki çalıştığım gazetelerde 41 yıldır yazıyorum. Oku’yanlar benim yazılarımda nelere anlattığımı bilirler, oku’ma özürlü olanlar veya “başları kel olduğu halde, lüle lüle saçları dalgalanıyordu rüzgarda”diye yazdığımda başının kel olduğunu bile unutarak; “Ne güzel yazmışsın benim için Mustafa bey, sana teşekkür ederim, binim için şiir gibi sözler dizmişsin!”diyen siyasetçilerin yaşadığı Osmaniye’de, yıllar öncesinde Aziz Nesin’e hak vermekten gurur duyduğumdan pişman değilim.

Günümüze gelelim. İnsanların en nazik ve duyarlı inançları üzerinden rant elde ederek ekonomik olarak kendileri güçlendirmek isteyerek örgütlenmek isteyenlerle ilgili yazılarımı da anımsıyorum.

Gazetemizde yazdıklarımızı ilgili ve yetkililer iyi okumuş veya takip etmiş olsalardı, en azından bazı tehlikelerin önüne geçmiş olunabilirdi!

Osmaniye’mizde “Işık dershaneleri, özel Hoşgörü okulları” adı ile eğitim sisteminin içerisine girdiklerinde, fetö’cü anlayışın dershane binalarının kiralanması, okullarının alınması gibi konularda ekonomik destekleri kimler verdiler? Bu dershane ve özel okulların tanıtımı için ekonomik katkıyı sağlayanlar kimlerdi, hangi matbaa veya yerel gazeteler sürekli olarak bu kurumların yanında yer aldı?
Bugüne geldiğimizde; “Yanılmışız, aldanmışız, özür dileriz!..” Ne kadar basit ve “aptalca!”sözcük bunlar!

Ben hala inancımı yaşıyorum, Siz hala “ verdiğiniz öpücüklerin hatalı olduğunu söyleyerek kendinizi kandırmayı sürdürün!” Kimse; toprağa girerken kefenine kazandığı paraları konulmuyor!  Başkalarının söylediklerine değil, Okuyup öğrenin… Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar