19 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5912
EURO34.8307
ALTIN2498.0
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Ayna gibisi…

Gibisi yok aslında, bal gibi; pardon ayna gibi ayna aslında. Gözlerimle gördüm, ellerimle dokundum, hatta saçımı bile taradım karşısında. Gibisi fazla, basbayağı aynaydı.

Otomobillerin sağ ve sol kapılarının önündeki aynalardan sözediyorum. “Ayna, ayna hadi söyle benden daha güzeli var mı “derler ya!.. o sözün açılımı filan değil anlatacağım, ama benzer bir konu sizlerle paylaşacağım.
Osmaniye’nin, kent merkezinin aynasından sözedeceğim. Hani cadde ve

sokaklarda yolun sağı ve soluna parkeden araçlardan sözedeceğim. Bu araçlar bazı yerlerde kaldırımdan yayaların gitmesine bile engel oluyor. Birden çok otomobilin kaldırıma parkettiğini gören yayalar yola inip yürümek zorunda kalıyor.

Kaldırımlara parkeden araçlarla ilgili defalarca haber yapılması, köşe yazılarında gündeme getirilmesine rağmen ilgili veya yetkili bildiğimiz birimlerden gereken çalışma görememek kamuoyu adına bizleri üzüyor. Bazı yerlerde ise yolun sağı ve solunda parkeden araçlar nedeniyle yol tek şerit haline dönüşüyor. Buradaki özellik ise günü kurtarma uğruna mı desek, oradaki bir kurum veya kuruluş binasının önü oluyor. Böylesi yerlerde araçların gelişi güzel parkedilmesi doğalmış gibi veya izinliymiş gibi akla geliyor.

Bakın size bir örnek; iktidar partisi binasının oradan geçiyorsanız dikkat edin. Yolun her iki yönüne de otomobiller parkettiği için bu yerde karşı karşıya gelen iki araçtan birinin kenara çekilip diğerine yol vermesi gerekiyor. Çünkü yol tek şerit haline düşecek şekilde parkedilmiş durumda. Birde kaldırımdakileri düşündüğünüzde yayaların da durumu iyi değil.

Böyle bir yerden geçerken kaldırımda yürüyorsunuz, otomobiller sizin yürüme alanınızı işgal etmiş durumda. Ama siz ısrarla kendi yolunuzdan yürümek istiyorsunuz, bu kez otomobilin aynasına kolunuz çarpıyor. Otomobilden yükselen alarm sesi ile irkiliyorsunuz. Ne oldu, aynaya çarptınız. Kolunuzun ağrısını düşünmek yerine alarm sesine sinirleniyorsunuz ve “Hay ayna gibisi!” diye ağzınızı bozuyorsunuz. Otomobilin sahibi oradan koşup geliyor, “Kör müsün be adam, aynamı kırdın!”

Kör değilsiniz aslında, ama aynayı görmediğiniz, aslında aynaya bakıp ellerinizle saçlarınızı tarasaydınız, güzelliğinize baksaydınız böyle olmayacaktı. Otomobilin bağırması sizi korkutmuş, aynası kolunuzu acıtmış herifin oğlunun umurunda mı?

Otomobilini kaldırıma parkederken, sanki babasının arsası gibi görmüş, alarmını da açmış herif keyfinde. Bir Allah’ın kulu da gelip buraya parketmek yasak kardeşim dememişse olacağı böyledir.

Aynaya bak, aynanın yaptığına bak. Bakarsın kendini görürsün, karşısında kılık kıyafetine çeki düzen verirsin. Ama kolunda çarparsan anasını bağırttırırsın, üstelik aniden bağırmışsa yüreğin hoplar.

Kolun mu aynaya çarptı, ayna mı koluna takıldı da alarm çaldı diye bir de sahibinden söz işitebilirsin. Yine böyle bir olay karşısında sinirlenen vatandaş; “otomobilini de al git!” diye sahibine söyleyince, olanlar olmuş.

Kaldırıma otosunu parkeden vatandaşa ağır gelen bu söz, anasına küfür gibi gelmiş ve koltuğun altından çıkardığı keser sapı ile kaldırımdan yürümek hakkı olan vatandaşı, aynasına zarar verdiği için iki kaşının ortasından yaralamış.
Siz siz olun kaldırımda otomobil görürseniz yola inip yürüyün, sakın ha aynasına eliniz dokunmasın, adamın malı kıymetli ise eğer iki kaşınızın ortasında keser sapı ile imza atabilirler.

Hele hele; otonu da al git demeyi hiç aklınızdan geçirmeyin. Ama; “aynanı da alıp gitseydiniz beyefendi!” diye nazik davranmanız önerilir. Saygılarımla…
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar