20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Ayaklarınız görünüyor

Deve kuşunun başını deniz kumuna gömmesi ile kendisinin başka canlıları görmediği gibi, başkalarının da kendisini görmediğini sandığını düşünmesi olayını anımsayın.

Bu aslında bir halk deyimidir, ancak Deve kuşu örneğini insanların yaşantıları üzerinde de  yorumlayabilirsiniz.

Osmaniye’de önceki gün yine bir “paralel yapı” operasyon dalgası basına yansıdı. Eş zamanlı yapılan operasyonlar adı ile 23 şüphelinin arandığı, bunlardan 20’sinin yakalandığı şeklindeki haberler ajanslara düşmesi ile kentte bu isimlerin kim veya kimler olduğu yönünde tahminler yapılmaya başlandı.

Bundan 10 yıl öncelerine doğru gidildiğinde, bu kentte bazı kişi veya STK’ların başkan ve yöneticilerin yanına yaklaşabilmek için birkaç kişinin barajını aşmak gerekirdi.

Ekonomik olarak güçlerini elinde bulunduran bu STK’lar veya eğitim kurumları ile öğrenci yurtlarının yöneticilerinin havasından geçilmiyordu. Yerel gazetelere abone olunması veya özel günlerde ilan verilmesi noktasında ise “Bizim dünya görüşümüze ne kadar yakın olduğuna bakarız!” tümcesi yine bu STK yöneticilerin dillerinden dökülüyordu.

Eğitim kurumları veya öğrenci yurtları, ya da STK’ları ile ilgili herhangi bir yerel gazete olumsuz haber yayınladığı anda, kendisini Cumhuriyet Başsavcısı veya Emniyet müdürü gibi görmeye çalışan yöneticiler telefon ederek haberi yazan gazeteciyi tehdit edebilme cesaretini kendilerinde görüyorlardı.

Hakkında dava açılan bir gazetecinin haberi ile ilgili, eğitim kurumunun Avukatı ve dava edilen gazetecinin bile bulunmadığı şekilde mahkemenin hakimi karar verebiliyordu.

Özellikle Polis okullarına ve kamu kurumlarına girebilmek için onların eğitim kurumları tercih edilmesi için çalışılıyor, onların STK’larından kartlar alınmaya çalışılıyordu.

Bu olaylar ilerleyip süreç iyiden iyiye yaygınlaştı. Göz göze geldiler yollarda, birlikte kolkola yürüdüler hortumla sulanan yolların çamurlarında. Bir masanın etrafında birlikte dirsek dirseğe oturup tavşan kanı çaylar içildi.

Gün oldu, ne olduysa işte burada ipin bir ucu gevşeyiverdi, ya da gevşetildi. Ortalık toz-duman olmaya başladı.

Şimdi bakıyorum çevremdekilere; on yıl öncesinde yanlarına varabilmek için araya insanlar bulmaya çalıştıklarımız, insanlara tepeden bakıp kendilerini dev aynasında görenler bugünlerde tıpkı Deve kuşu gibi başlarını kuma gömmüşler, ama ayaklarının dışarıda kaldığından habersizler.

Bu dünya “etme-bulma dünyası” insanları üzenler, haksız yere halkı ezenler, kul hakkını yiyenler, hak ve hakikat diyerek insanların inançları üzerinden çıkar elde edenlerin geleceklerinin nasıl olabileceğini tahmin edebilmeniz çok zordur.

Hak ve hakiketler günün birinde yerini bulur ama, bunu anlayabilmek için dün dik tuttuğunuz başınızı hala dik tutamayıp ta, insanları görmeme adına deve kuşu gibi kuma gömüyorsanız, ayaklarınızın açıkta kaldığını bilemeyecek kadar kendinizden geçmiş olduğunuz için başkaları sizleri ayakkabılarınızın boyalı halinden bile tanırlar.

On yıl öncesinde yazdığım bir köşe yazısında kullandığım sözlerden dolayı, gazetemdeki reklamı çıkarmak isteyen o esnafı şimdi merak ediyorum. Aynı şekilde karşımda dik durabilir misin, aynı şekilde o okyanus ötesindekini savunabiliyor musun? Ya o kararı veren Hakim, şimdi neredesin bilmiyorum ama, O Avukatın yaşadığını biliyorum. Eden bulur mu derseniz? Esen kalın….

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar