Bin dokuz yüz yetmiş beş mi ne idi,
İlk defa fark ettim, aşkın yelini,
Titriyordu kalbim, yapraklar gibi,
Aklım, ‘eyvah!’ dedi, duydum sesini.
Öyle bir ahu ki, gözüm kamaştı,
Bir bakış yolladı, feleğim şaştı,
Kırk gün konuşmadım, dilim dolaştı,
Kalbim, feryat etti, duydum sesini.
Meğer köyümüzde, aşk böyle imiş,
Pınarda, çeşmede, aşk bekler imiş,
Aşk okunu atar, kalpler delermiş,
Kalbim, ‘of’ çekiyor, duydum sesini.
Yaralıyım amma, çığlığım çıkmaz,
Yara açan Ahu’m, naz eder bakmaz,
Köyüm küçük, sırlarımız saklanmaz,
Bağ, bahçe Şor eder, duydum sesini.
Karşılık bulmuştu, aşkların yeli,
Mevsimler karıştı, o günden beri,
Ne zaman ki aşkım, vuslata erdi!
Kanat, feryat etti, duydum sesini.