Suriye’deki gelişmeler komşumuz olması ve burada yaşayan Müslümanların da çoğunluğu nedeniyle ülkemizdeki yaşayanları yakından ilgilendiriyor.
Irak sorunu, Libya’daki gelişmeler de bizleri yakından ilgilendiriyor. Aslında Türk toplumu olarak dünyanın bir ucundaki yaşanan acı ve tatlı olaylar ile yakından ilgilenmeyi ve yardımcı oluyoruz. Bizim gelenek ve göreneklerimizin atalarımızdan bu yana süren bir eylem olarak yardımsever bir toplumuz.
Amerikan emperyalizmi başta olmak üzere sömürgeci devletlerin sözlerini iyi irdelemeden hemen olayların içinde kendimizi bulmayı seviyoruz. Kore’ye gönderdiğimiz Mehmetçiklerimizin ne uğruna şehit düştüklerini anımsayın. Değişik ülkelerde barışı sağlama uğruna Mehmetçiklerimizi Amerika’nın isteği doğrultusunda göndermedik mi, hala da göndermiyor muyuz?
Irak’ta barış uğruna gönderdiğimiz Mehmetçiğin başına çuval geçiren ABD askerleri değil miydi? Adana’daki İncirlik Hava üssünde birkaç yıl önce Türk askerini darp eden Amerikan askeri için neler yapıldığını anımsayın?
Bu örnekleri çoğaltmakla bitiremeyiz. ABD ne zaman bizden asker istese, göndermeye hazır konumdayız. Türkiye ile İsrail arasında bir sorun yaşandığında ise Amerika’nın dilini yutmasına ne demeli.
Türkiye’deki İsrail karşıtları, BOP ile ilişkili olanlar, masum ve sade insanların inançları üzerinden koltuklara oturanların arkasında yine Amerika’nın olduğunu bildikleri ve söyledikleri halde, her ne hikmetse yine de onlara destek vermekten geri kalmıyorlar.
Suriye’deki iç savaşın başladığı günden bu yana Türkiye’ye getirilen Suriyelilerin sayılarını ve onlara yapılan barınakları anımsayın. Hatay ve ilçeleri başta olmak üzere Suriye’den gelenlere ‘sığınmacı’ adı verildi, o insanlar beslenmeye başlandı. Yardımcı olmak, insanlık adına güzel bir davranış.
Ancak, Gaziantep’in İslahiye ilçesindeki sığınmacıların birkaç gün önce yaptıklarını basından izlemiş olmalısınız. Benim vatanımın topraklarında doğup yaşayan, askerde evladını şehit veren aileler yokluk içinde Ramazan ayını yaşarken, faturasını ödeyemediği için elektrikleri kesilir, borcundan dolayı icralık olurken, İslahiye’deki barınaklarına yerleştirilip, ölümden kurtarılan Suriye’lilerin eylemlerine ne demeli? Suriye’deki kendi topraklarını terk edip lümden kaçanlar, İslahiye’de polis e askerlere saldırıp yaraladıkları yetmiyormuş gibi Türk bayrağını indirip, Suriye bayrağını göndere çekebiliyorlar. Bu olay bence ‘işgal!’ anlamında yorumlanabilir. Mademki Suriye bayrağını seviyordun, ne diye kendi topraklarını bırakıp kaçtın, kendi topraklarında canına sahip çıkamayıp Türkiye’ye sığınırken, karnın doyunca kendi bayrağın aklına gelip göndere çekmek istiyorsan bu eylemini gidip kendi topraklarında gerçekleştir. Sığındın topraklarda misafir konumundayken o ülkenin bayrağını indir, kendi bayrağını dik, polis ve askerini yarala. Bunun adına ne denilebileceğini biraz düşünmek gerekiyor.
İslahiye olaylarında yaşananlar karşısında Dışişleri ve İçişleri Bakanlarının tavırları önem taşımaktadır. Yediği çanağa pisleyenlerin eylemlerini izlerken, o çanağı onlara verip, içini de dolduranlar böylesi olayları basit bir olaymış gibi göremez.
Bu tür olaylar ülkemize sığınan Suriyeliler ile Türk insanı arasında gerginliklere neden olur. Tarihin geçmişine baktığımızda bile Araplar çok zaman Türkleri arkadan vurmuşken, bugünkü yaptıklarını da göz önüne aldığımızda dikitli olmak durumundayız. Saygılarımla…
