24 Nisan, 2024, Çarşamba
DOLAR32.5245
EURO34.8186
ALTIN2423.2
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Apo Namaza gitti…

Her sabah olduğu gibi erkenden evden çıkıp gazeteye geliyorum. Evden çıkarken çarşıya geldiğimde ilk işim berbere uğrayıp uzayan saçlarımı biraz kısalttırmayı düşünüyorum.


Nihayet çarşıya geldim, Atatürk caddesi üzerinden yürüyerek berberin kapısının önüne geldiğimde henüz açık olmadığını gördüm. Biraz bekledim, henüz çıraklar bile gelmeyince gazete bürosuna gelmeye karar verdim. Her sabah olduğu gibi büronun kapı ve pencerelerini açtıktan sonra aşağıya çayocağına inip çayımı yudumlamaya ve gazeteleri okumaya başladım. Sonra da yukarıya çıkıp bilgisayarı açarak gazetenin iç sayfa haberlerini hazırlamaya başladım. Saat epeyce ilerlemişti, aklıma traş olmam gerektiği  geldi. Büronun kapısını kapatıp çıktım, berberin kapısından içeriye girdiğimde çırak içeriyi süpürüyordu.


Berber çırağına sordum, “Apo nereye gitti!?” berber çırağı yanıtladı: “Mustafa abi, Apo abim namaza gitti, bekle gelir az sonra!”


Öğle namazını kılmaya giden bizim berber (Abdullah) Apo’nun gelmesini bekledim. Nihayet geldi ve koltuğa oturup saçlarımı kısaltmaya başladı. Apo hem benimle sohbet ediyor, hem de saçlarımı kısaltmaya çalışıyordu.


-“Mustafa abi, ben ne zaman namaza gitsem, sen o zaman gelip beni bulamıyorsun. Geçenlerde de ikindi namazında iken gelmişsin, bulamayınca çekip gitmişsin!”diye konuştu.


Bizin berber Apo 5 vakit namazını kaçırmayan biri, ama dini konuları da ‘sömürü olayı yapıp’ olur olmaz yerde de konuşmayan bir insan.


Bir başka Apo’yu daha tanıyorum, onun adını ne zaman duysam nefretle anımsıyor, hatta adını söylenen insana onun sahtekarlıklarını anlatıyorum.


Bundan 4-5 yıl öncesindeydi, aracılık hizmetleriyle uğraşan tanıdığım Abdullah isminde biri vardı. Arkadaşları onu ‘Apo’diye çağırırlardı. 45-50 yaşlarındaki Apo’ya bir işim düştü. Konuştuk, anlaştık. Bir işimin takibi için Apo ile konuşmama tanık olan Recep; “Mustafa, Apo’ya dikkat et, biraz fırıldaktır!”demişti.


Recep’in sözleri aklıma yatsa da, Apo günde 5 vakit namaz kılan, telefonu açtığında “selamun aleyküm”diye konuşmasına başlayan bir insandı.


İşlerimin sonlarına yaklaştığımız bir gün, dolmuşta birlikte gelirken bir caminin yanında inmek isteyen Apo, Cuma namazına gideceğini söylemişti.


Böylesi bir insana güvenmeyip te kime güvenecektim diye düşünürken, Recep’in sözlerini de aklımın bir ucunda tutuyordum.


İşler tamamlandı, iş paranın ödenmesine gelmişti. Saat: 15.00 sıralarında  yanıma geleceğini söyleyen Apo, dediği saatte elinde bir poşetle gelerek ödemesi gereken parayı saymaya başladı. Bir ara, parayı yanlış saydığını söyleyerek, içinden bir miktarını alıp cebine koydu. İnanmıştım Apo’ya, parayı teslim aldım.


Ertesi günü Recep’le karşılaştık, Apo’dan parayı alıp almadığını sorduğunda, aldığımı söyledim. Bana vermesi gereken rakamı öğrendiğimde ise ‘şok’yaşadığımı söyleyebilirim. Apo, o günün parası ile benim 7 milyar liramı eksik vermişti. Parayı aldığı yerden ve benden aldığı kendi payının dışında, benden 7 milyar daha aldığını öğrendim. Telefon açıyorum, yanıtlamıyor, arıyorum bulamıyorum. Nihayet birgün Apo ile sokakta karşılaştık. Yaptığı hareketi anlattığımda; “Ticaret bu, harcadım. Ticarette babana bile güvenmeyeceksin!”demez mi? Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar