27 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.455
EURO34.829
ALTIN2438.9
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

A’nın şapkası yok

Osmaniye’de insanlar birbirlerine gülümsüyorlar, tanımadıkları kişilere kar yağdığını müjdeliyorlardı.

Dün saat: 16.30 sıralarında yağmurla birlikte yağan kar, insanların saçlarını beyazlaştırıyor, giysilerinde belirginleşiyordu.

Osmaniye’ye KAR yağıyordu kar. A’nın şapkası olursa farklı, şapkasız olursa farklı anlatımdaki bir sözcüktü bu. TDK a harfinin üzerindeki şapkayı kaldırınca, tümcenin içindeki sözcük söylenme biçimine göre kendini gösteriyor denilerek, şapkalar kaldırılmıştı.

“Osmaniye’ye kar yağarken, kirli havanın temizlenmesi açısından Osmaniye karlıydı.”

Yukarıdaki tümce içerisinde ‘a’nın birini şapkalı, birini de şapkasız kullandım. Karlı çıkmak ile, kar yağmasının farklılıklarını sanırım sizlerde anlamış olmalısınız.

Kar yağışı eğer uzun yıllar aradan sonra yaşanıyorsa her yaştan insanı sevindirir. Bir de kara alışkın olanlar karlı günleri özlemle beklerler. Osmaniye’de yaşayan insanlar olarak uzun yıllar aradan sonra, yağmurla karışık yağsa da gökyüzünden süzülerek gelen bazı topacıklarını gördüğümüzde kar yağışına sevindik.

Keşke her kış birkaç kez Osmaniye’ye kar yağsa diyorum. Bunu karı sevdiğim için değil, çevreci bir insan olarak Osmaniye’nin hava kirliliğini önlemesi açısından istiyorum. Biliyorsunuz geceleri Osmaniye’de hava kirliliği belirgin ölçülerde olduğu günler oluyor.
 
Eski yıllarda daha da kirli havalar yaşanıyordu. Kalitesiz kömürler, yerfıstığı kabuğu yakılması gibi nedenlerle kirlilik daha fazlaydı.  Bugün ise kentin havasını gerçekten yaşanabilir kalitede temiz havalı diyemeyiz. Doğalgaz hattı kente getirilmiş olsa bile, burada yaşayan insanların ekonomik durumları nedeniyle yine yoksul aileler kalitesiz ürünleri yakacaklarından kirliliği en aza indirebilmek zor olacaktır.

Burnaz denizi yönünden gelen hakim rüzgarların sirkülasyonu kentin merkezi yerlerini yeterince etkilemeyince ve Akyar Köyünün yüksek tepelerinin engellemesine de çözüm bulunmayınca, kentin çukur kalan yerlerinde geceleri kirli hava oluşuyor.

Yıl 1976, o zamanlar Osmaniye’de yerel Hakikat gazetesinde yazıyorum. Lise öğrencilik yıllarımdaydı. Mühendis rahmetli Hacı Amanvermez ile sohbetlerimiz sırasında Osmaniye’de olası depremler, Osmaniye’den geçen deprem fay hatları ile ilgili yazıları kaleme alıyorum. Bu arada o yıllarda Burnaz denizinden gelecek olan esintilerin Akyar köyü yakınlarındaki yüksek tepelerin engellediğini ve bu yüksekliklerin boğaz açılması suretiyle kente deniz esintilerinin getirilmesinin sağlanmasını önerdiğimde yerel yöneticiler bana gülüyorlardı.

Yıl 1976’da yazdıklarımı bugün, yani 2012 yılında yineliyorum. 36 yıl öncesinde Burnaz denizinin esintilerinin Osmaniye’ye rahat şekilde girebilmesi durumunda hava kirliliğinin önlenmesine katkıda bulunacağını yazdığımda bana 10 kişi hak veriyordu.

Aradan 36 yıl geçtikten sonra benim o günkü görüşlerime katılanların sayılarının en az bin kişi olduğunu düşünüyorum. Bu görüşüm olumlu bulunup günün birinde mutlaka yerel bir yönetici tarafından hayata geçirileceğinin umudunu yitirmiş değilim. Osmaniye’m adına arada sırada da olsa KARlı günler, Osmaniye’de yaşayanlar adına ise ekonomik olarak 365 gün 6 saat KARlı yaşam diliyorum. Saygılarımla…
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar