Her gün haberlerde başka bir gündem, başka bir tartışma... Tansiyon bir gün yükseliyor ertesi gün normale dönüyor sonra tekrar yükseliyor, günler böylece geçiyor.
Siyaset dünyamız adeta kaynayan bir kazan.
Ama bu tartışmalar, halkın mutfağındaki tencerenin kaynamasını sağlamıyor.
Çünkü siyaset kurumu ile vatandaş birbirini anlamıyor.
Siyasi, vatandaşın ana dilini bilmiyor…
Bu ülkede konuşulan tek ana dil, geçimdir.
Çarşıda, pazarda, sokakta bambaşka bir gündem var. Emekli Mehmet Amca’nın, Pazara giden ev hanımı Hatice Ablanın, Asgari ücretli Ali’nin, Üniversite öğrencisi Zeynep’in gündemi geçim.
Çarşıda, pazarda sadece "geçimin dili" konuşuluyor.
Yılsonu yaklaşırken her evde aynı sorular… “Asgari ücrete ne kadar zam yapılacak? Emekli maaşlarına yeterince artış gelecek mi?”
Ama herkes biliyor ki maaşlara gelen zam, iğneden ipliğe gelecek zamların da habercisi…
Maaşın artması bir yana, market raflarında fiyatların sabit kalması bile sade vatandaş için umut oldu.
O yüzden Hakkârili de Edirneli de siyasetin değil, geçimin dilini konuşur.
Bu ülkenin en etkili muhalefeti tenceredir. Hangi parti iktidarda olursa olsun, halkın tenceresi boşsa o iktidar sallanır.
Halkın öncelikleri sofrada konuşulur, ve o sofrada tek bir cümle yankılanır: “Evde yemek var mı?” Yoksa, gerisi teferruattır.
* * *
Bu arada, Osmaniye Belediyesinin eski Başkanı Kadir Kara’nın bir süredir yargılandığı “Bilge Sitesi” davasında tutuklu yargılanmasına karar verildi.
Fakat, gözlemlediğim kadarıyla vatandaşlar bu konuda doğru bilgi sahibi değil, yahu memlekette Kara’yı yıkılan binanın müteahhidi zannedenler var.
Fısıltı gazetesinin tirajına yetişebilecek bir gazete, memlekette henüz kurulmuş değil.
Yorum Yazın