26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5829
EURO35.0167
ALTIN2461.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Alkışlanır!..

Ülkenin yönetimindeki herhangi bir kademede görev yapmak, öncelikle kendi vicdanınla birlikte halka saygılı olmayı gerektirir.

Yönetim kademesinde bulunan insanları çok zor görevler beklediğinin bilinci ile hareket etmesi de önem taşımaktadır.

Biryerlere yanaşacağım veya onun davranışları halk adına olumsuz da olsa yerimde kalacağım diye eğitil, bükülmek insanlık onuruna yakışmaz.

Yeni Hükümet oluşumunu görüyoruz, Bakanların isimleri açıklandı, kabineye giremeyenler üzüldü, girenler veya yerinde kalanlar sevindiler.

Bu olay siyasetin bir cilvesi olarak değerlendirilebilir, siyasette ‘çelme atma’ gibi olaylar veya ‘ağam-paşam sensin!’ gibi olaylar yıllardır yaşanması da doğal gibi izlenmeye başlar oldu.

Görev alanlarında bilgi sahibi olmadığı halde, sadece bir üst görevliye şirin görünme veya onların isteklerine boyun eğme adına çalışanlara rastlayabilirsiniz. Masa başında çalışırken, yaptığı işten anlamadığı gibi, sadece bazı amaçlar için veya siyasi yandaşlıklar adına orada çalışanlara da rastlayabilirsiniz.

Asıl konumuza dönmek gerekirse, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevine Fatma Betül Sayan Kaya’nın isminin açıklanması ile pek alışık olmadığımız bir olay yaşandı.

Çiçeği burnunda Bakan’ın ablası Hilal Sayan Koytak Müsteşar yardımcısı olarak görev yapıyordu. Abla, kardeşinin Bakan olarak isminin açıklanması ile düşündü ve Kadın yüreğinden gelen bir olay yaşadı.

Aldığı bir kararla görevinden istifa eden Koytak bu kararını net şekilde şöyle özetliyordu; “Kardeşim Bakan iken etik olmaz!” diyerek istifa kararını aldığını söylüyordu.

İşte bu olay alkışlanırdı, böylesine duyarlı ve onurlu düşünenlerin henüz daha bitmemiş olması halkımızı sevindiriyordu.

Bir Müşteşar yardımcısı kadının yaptığı böylesine güzel bir hareketi okurken, bir de siyasilerin çevrelerine neler kazandırmaya çalıştıklarını düşünüyoruz.

Aile yakınlarını ve yakın akrabalarını belli yerlerde işe yerleştirenler veya işlerinde makam yükselten siyasilerin bu olayı nasıl okuduklarını bilememe ama, kardeşinin Bakan olması ile Müsteşar Yardımcılığı görevinden istifa eden kadının davranışının birer örnek olmasını bekliyoruz.

Makamların ve sıfatların günün birinde biteceğini, bugün belli görevde bulunanların yarınlarda halkın arasında dolaşırken sokaktan geçerken bir esnafın bir bardak çay bile ısmarlamayanlar gibi mi olmak istediklerini veya sokakta yürürken gördüğü her insanın selam verip el sıkmasını yaşayan biri mi olmak istediğinizi bugünlerden düşünmeniz gerekiyor.

İşe yerleştirmelerde özellikle “mülakat sınavı” dediğimiz olayların neticesinde sorulan soruların yanıtları ile sınavı kazandırılanlar tartışma konusu haline gelmiştir.

O sınavı yapanların işe girmek isteyen kişiye sordukları sorular bir yana, karşısındaki kişinin bir yerlerden verilmiş ismine göre kazanma olayları yaşanıyorsa, böylesi durumların bilgi sahibi olmayan çalıştırılan kişilerin verimlilik olaylarını da düşünmek gerektiğini belirtmek istiyorum.

İnsanların kaşı, gözü, boyu veya dilinin yandaşlık sözcüklerine göre değil, görev yapacağı işte bilgi sahibi olup olmadığına göre işe yerleştirme yapılmadır. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar