Bizim Türkçemizde böyle bir söz vardır; “aklı-selim düşünmek”diye söylenir.
Şimdi onu gündeme taşımayacağım, ama insanların akıllarını biraz yormalarını, tepkilerini olumlu-olumsuz şekilde çevresinde paylaşmalarının toplum olarak geleceğe yönelik yararlı olacağına inanıyorum.
Ülkemizde yaşanan olayları okuyor, izliyor veya dinliyorsunuz. Medyanın görsel ve işitsel yayınları günün belli sürelerinde yaşanan olumlu veya olumsuz olayları kamuoyu ile paylaşıyor.
Yaygın medyada iktidarın bir Bakanının, Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın biz sözü üzerine sokaktaki vatandaş yolumuzu keserek konuşulan sözlerin ne derece doğru olup olamayacağını soruyor.
Hani biz gazeteciyiz ya, sokakları temizleyen temizlik elemanı elindeki süpürgeyi göğsüne dayayarak; “Taşeron işçi olarak çalışıyorum, bize de bu piyango vuracak mı!?” diye soruyor.
İktidardakiler gündemi değiştirmek gibi olsa gerek; “taşeron işçiler sorunu çözülecek!”diye konuşması ile bir anda olumlu tepki alıyorlar. İşin içinde kadroya geçmek ve para var ya, birden insanların kafaları iktidardan yana oluveriyor.
Bizim ülkede yıllardır, bilmem kaç seçim öncesinde gündeme getirilen; “4-C’liler ve taşeron işçi” sorunları, sonunda düş kırıklığına uğrayıverir! Bu günlerde yine gündeme getirildi, iktidar tarafından güzel sözler söylendi. Yaklaşık 900 bin işçi “kadro düşü” ile akşam uykusuna yattı, ancak sonrasına bakıyoruz ki; 2018 yılının Meclis toplantısında görüşüleceğini öğreniyoruz.
Ülkemizde büyüme hızının yüzde 11.1 oranında olduğu kamuoyu ile paylaşıldı. Hatta bir çok Avrupa ülkesini bile gerilerde bırakmışız. Bu büyüme hızındaki rakamın ne olduğu, halkımıza nerede ve ne şekilde yansıdığını merak ediyorum!?
Ülkemizdeki sadece Üniversite mezunu kaç gencimiz işsizlikten perişan durumda? Kira, vergi ve benzeri borçlarını ödeyemediği için kaç işyeri 2017 yılında kapanmıştır? Aile içi şiddet, ekonomik geçimsizlik nedeniyle bir yılda kaç aile cinayeti işlenmiştir? Bu yıl içerisinde resmi kayıtlara göre; kaç kişi fuhuş olayından kayıtlara geçmiştir? Bu yıl içerisinde resmi kayıtlara göre ne kadar uyuşturucu operasyonlar sonucu ele geçirilmiştir?
Bu olayların dışında insanların tüketmek zorunda oldukları, ev tüpünün 95 Tl olduğunu, MTV vergilerinin yüzde 25 olarak belirlendiğini, akaryakıt ücretlerine getirilen zamları düşündüğümüzde insanların alım güçleri hesaplanarak mı, yoksa birkaç “doğmatik ticaret devi”nin yurt dışına bir –birkaç şekilde yaptıkları dış satımları ile mi hesaplanıp hesaplanmadığını merak ediyorum!
Türkiye olarak madem ki yüzde 11.1 oranında büyüdü diyelim ve bizi yönetenlere inanalım. Vergilerini en fazla ödeyenlerin listeleri de günü geldiğinde açıklanacaktır. Gerçek vergilerini ödeyenler, ödeme sözü verenler ve sadece rakamı verenlerin Muhasebe hesaplarını da iyi hesaplamak gerekiyor.
Bana ayrılan sütunun sonuna gelirken, Osmaniye’mizde Cumhuriyet Meydanı’na gelerek gönlünüzden geçen bir kitabı mutlaka alıp okumanızı öneriyorum. Okumanın zihni açtığı görüşünden yola çıkarak; benim kentim insanının okuyarak çevresi ile mutlu yaşamasını bekliyorum. Saygılarımla…
