29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3786
EURO35.0219
ALTIN2325.9
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Akıl ve Unutkanlık!

Doğadaki canlı varlıklar arasında sadece insanlara ‘Akıl’ verilmiş olmasına karşın, bu aklı insanların ne kadar kullanabildikleri veya kendilerine verilen aklı nerelerde, ne şekillerde kullandıkları eylemleri üzerine bir araştırma yaptım.

İnsanoğlu’nun ürettiği bilgisayarın belleğinde binler ve milyonlarca bilgi birikimi saklanabilir ve istenildiği anda da ortaya çıkarılabilir.

Bilgisayarı üreten insanoğlunun, bireyleri arasında yaşadıkları olumsuz eylemler o kişilerin arkadaşları arasında gülümsemeli ve eleştirel olarak yorumlanabiliyor.

Yaşı önemli değil, ancak Üniversite eğitim almışlığını, Öğretmenlik, Okul Müdürlüğü, hatta bir Köyde Muhtarlık bile yaptığını söyleyen bir tanıdığımın yaşamından kesitleri okurlarımla paylaşmak istedim.

İzin alarak anılarını kaleme alırken, sadece isminin yazılmamasını istedi benden. Aslında çok iyi yürekli, hoşgörülü, cesaretli, paylaşımcı, demokrat ve sanatçı ruhlu olan bir insanın yaşadıkları güncel olayları kaleme alırken uzun  değil, upuzun düşündükten sonra karar verebildim.

Okurlarımla; arada bir, Akıl ve unutkanlık! Üzerine tanıdığım insanların isimlerini vermeden yaşadıkları anıları sizlerle bu sütunlarda paylaşacağım.

Şimdi örnek anıları sizlerle paylaşalım.

Arif’in anısı: “Öğle saatlerinde hanımı aradım, Salı Pazarında buluşup bir şeyler alalım dedim. Ben yeni Belediye binasının oradan aşağıya doğru otomobilimde seyrederken hanım beni telefonla arayarak nerede olduğumu sordu.
 Eşim Salı Pazarı’na gelmiş ama Pazar kurulmamıştı! Ben ise Salı Pazarı yolunda otomobilimle gidiyordum. Meğerse o gün Çarşamba günü olduğu için Salı Pazarı kurulmamıştı.

Hadi ben bugünün Çarşamba olduğunu unuttum be kadın! Sen de mi Salı ile Çarşamba gününü karıştırdın diye çıkış yaptım!”

Arif’ten bir başka anı: “Benim Bisiklet!”

 “Sabahleyin mahalledeki bakkala ekmek almak üzere bisikletimle gittim. Ekmeği alıp eve geldim. Birkaç dakika sonra bir çocuk bisikletle kapımızın önünde beni çağırıyordu. Çocuğa baktım, altındaki bisiklet benim bisikletimdi. Çocuğa ne istediğini sorduğumda; “ Amca; bakkalda bisikletini unutmuşsun, onu getirdim”dedi.

SABUN NEREDE!?
Arif’in dağlın ve unutkanlıkları devam ediyor. Bir gün eşi, evli olan kızının yanına gider. Arif evde yalnız kalır ve akşam saatlerinde Osmaniye’nin sıcağından terleyince banyoya girer. Saçları dökülen Arif, aldığı bir sabunla banyo yapması halinde  saçlarının yeniden gürleşeceğine inanır. Paketinden açtığı sabunu eline alarak banyoya girer. Giysilerini çıkarır, kovaya suyu doldurur ve küvete oturur.

Su dolu tasla kafasına dökmeye başladığı sırada aklına yeni aldığı sabun gelir. Yanına bakar ve sabunu göremez. Sağ elinde su tası vardır ama yanında sabun yoktur.

Evde kimse olmadığı için çıplak halde odaları dolaşır ve yeni aldığı sabunu aramaya başlar ama bir türlü nereye koyduğunu bulamaz. Yeniden banyoya döner, elindeki su tasını bir kenara bırakır, musluğu yeniden açar ve ardından sol yumruğunu duvara vururken; “Senin gibi sabunun!”diyerek küfür etmeye çalıştığı sırada, avucundaki sabun yeri düşer. Arif bir bakar ki, aradığı sabun avucunun içinde duruyormuş. Gülmek ve düşünmekle birlikte kalırken bu kez banyodaki suyun kovayı doldurup taştığını görür. Bugünlük te böyle… Esenlikle…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar