26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.532
EURO35.0123
ALTIN2437.9
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Ahlak, Adalet, Anlayış…

Kimseye Ahlak veya Adalet dersi vermek haddime değil, ancak halkımızın üzerinde oynanan oyunlara karşı yaşanan olayları okuyarak, okuduklarımı da halkımızın geleceğindeki sağlıklı yaşamın düşünerek görüşlerimi belirtmeyi insanlık görevi olarak ilke edindiğim için yazma gereği duymaktayım.

Ahlak denildiğinde bizim milletimizdeki anlayışın neleri çağrıştırdığını ve Türk milletinin sosyal yaşam biçimi aklımıza gelir. Sevgi, saygı, hoşgörü, barış, kardeşlik, dostluk, samimiyet, güven duygusu ve paylaşım bizim millet oluşumuzun özünde yatmaktadır.

Ancak; bu olguyu her geçen yıl yitirmeye başladığımızı insanların yaşantılarında basına yansıyan haberlerde açık olarak görmekteyiz. 

İnancımız gereği eğitim veya öğretim görsün diye emanet edilen çocukların barındığı ‘dine dayalı kuruluş olduğunu söyleyen’ kurumlarda yaşanan “Cinsel sapıklıklar, tacizler” Ahlak anlayışının nereye doğru yönlenmekte olduğu kuşkusunu oluşturmaktadır. Camilerdeki yaz aylarında “kur’an Kursu” eğitimi verilirken ‘din görevlisinin’ öğrencilere yaptığı ‘cinsel taciz olayı’ haberini okuduğumuzda,  diğer din adamlarına kuşu ile bakmaya başlar oluyoruz.

Ahlak anlayışımızı kendilerince “Kur’an-ı Kerim’i yorumlayan” Din adamlarının sayesinde ulu orta yerde pazarlar hale getirilmeye çalışıyoruz. Allah aşkına, bir Din adamı dinini öğrenmek için gelen kız çocuklarına cinsel istismarda bulunurken aklına ‘Allah’ adı hiç mi gelmez? O din adamı ki, okuttuğu kitabın neresinde  böyle bir “sapık davranış” olduğunu yargı karşısında söyleyerek savunma şansını kullanacak?

Bizim memlekette İslamiyet adına farklı çıkarlar peşinde koşanlar, Cumhuriyet yönetimini devirme adına yurt dışı kaynaklı örgütlerle işbirliği içerisinde bulunanlar, bunu da ne için yaptığını düşünmeden yapan aksak akıllıların okumalarındaki eksiklikleri anımsatmak istedim.

Osmaniye’de de kara çarşaflı kadınlar, genç kızlar, hatta çocuklar bile çoğalmaya başladı. Kara çarşaflı olmak sanki “Müslüman olmak” gibi yönlendirme çalışmaları içerisinde olan anlayışa günümüzde “seyirci” kalınıyor ama, gelecekte; “Paralel yapı” diyerek FG’nin kuruluşlarına yapılanlar gibi bunların da başlarına gelecekleri bugünden okumak gerekiyor.

Kara çarşafa bürünerek, yani İran modeli kadın giysiler giyerek sokaklarda dolaşmak dediğimiz olayın İran’daki yaşam biçimine bakalım.  “İranlı kadınlar erkek oldu!” haberin başlığı böyle. Devamını paylaşalım; “ Ahlak polisinin müdahalelerinden bıkan İranlı kadınlar, günlük hayatta rahat hareket edebilmek için saçlarını kısa kestirip erkek gibi giyinmeye başladı. Erkek gibi giyinerek kendilerine yasak olan futbol maçlarına giren kadınlar, internette “Bizi mecbur bıraktılar”diye yazdı.

Bu haber üzerine sizlere yorum yapmıyor, haberde İranlı kadınların özgürlüklerinin ne kadar olduğunu düşünmenizi istiyorum.

Adalet denildiğinde; kişi hak ve özgürlüklerinin eşit olarak yasalar karşısında ve her türlü koşullarda adil verilmesi akla gelir. Kamu veya özel kurumlar ile Sivil toplum kuruluşları yasalar karşısında adil olarak yargılanır, kimseyi imtiyaz hakkı tanınmaması da “Adaletli sistemin” kuralında yazılıdır. 

Birileri çıkıyor elindeki “belgeleri” sallayarak bir şeyleri anlatmaya çalışıyor. Bir başkaları ise karşılık vererek “yalan ve sahte” olduğunu söylüyor.

Her iki hareketi yapanların sözlerini vatandaş yakından izliyor. Hani bir deyim vardır; “sinek pis değil, mide bulandırır!”diye.

İnsanlar kuşkulanıyor; “Acaba!”diye düşünmekten de geri kalmıyor. Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar